Özne olarak insan toplumsal bir varlıktır. Bilgi edinme alanına giren nesne ya da nesnel gerçek tarihsel bir özellik arzeder. Yani bilgi edinme alanına giren nesne , aslında daha önce de varolduğu halde , toplumsal pratiğin konusu haline gelince , bu alana girmiş olur ..
Amerikan tarihi, gerçekte Kızılderili halkın, Amerikan yerli halkının katledilmesi tarihi midir, yoksa Amerikan burjuvazisinin, "Gringo"nun anlattığı gibi özgürlük tarihi midir? Bunun hangisini seçeceğiz? (...) Açıktır ki, tarih taraflıdır.
Düşman tarifi, Atatürk ilkeleri ya da Kemalizm'e göre yapılıyor. Kemalizm öyle bir pragmatizme sahiptir ki, bir kişiyi bu ilkelere göre bir gün büyük dost, bir gün de düşman ilan edebilirsiniz.
Mesela bugün , insan hakları diye bize sunulan şeyler , yüzlerce yıldır süren işçi sınıfının ve ezilen hakların mücadelesinin ürünüdür ve asla istenilen boyutta olanı değil , zafere ulaşamamış olan sınıfın aldığı kırıntılardır..
Her okumuş kişi "aydın" mıdır? Değil ise aydın kimdir? Halktan yana olan mı, yoksa devletçi olan mı? (...) Tamamen "devletin himayesinde ve çevresinde" bir "aydın" tipi vardır. Daha açık konuşalım, bunlar devletin, yabancı dil bilen, abartılı yemek kurallarını dikkate alan memurlarıdır. Memura aydın denilmesi, bizim ülkemiz "aydınının" hem korkaklığını hem de köksüzlüğünün ifadesidir.