Devlet, burada Kemâlist Devrim'in devletidir; milli hakimiyet esasını getirmiştir. Din ise, Osmanlı hâkim sınıfının çıkarlarına hizmet eden ideolojidir. Onlar Atatürk'ün deyişiyle "kendilerini Allah'ın gölgesi olduğunu iddia gafletinde, cüretinde, sahtekarlığında" bulunanlardı
Atatürk kararlı iradesini hayatını ortaya katarak bu idolojiyi değiştireceğini söylemşti; "Bizi öldürmedikçe, bizim kafamızdaki ceryanı boğmadıkça, başladığımız yenilikçi inkılap bir an bile durmayacaktır. Bizden sornaki şehirlerde de hep böyle olacaktır."
Atatürk "milletin beynini paslandıran ve uyuşturan" ortaçağ kültürüne karşı savaş açmıştır. "Her durumda, zihindeki boş inançlar bütünüyle atılacaktır. Onlar çıkarılmadıkça gerçeğin ışıklarını aşma olanağı yoktur." Bu bir "imha savaşı"dır. Ancak savaş, "fikre karşı fikirle" yürütülecektir. Fikir ceryanları cebir, şiddet ve kuvvetle rededilemez der Ulu Önder.