1.448 okunma, 78 beğeni - Ebubekir Subaşı kitapları, eserleri, Ebubekir Subaşı kimdir, öz geçmişi, Ebubekir Subaşı nereli gibi bilgiler, kitap incelemeleri ile yorumları, Ebubekir Subaşı sözleri ve alıntıları detaylı profili ile 1000Kitap'ta.
Hakkında
Ebubekir Subaşı 1965 yılında Erzurum ilinde doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Erzurum'da tamamlamıştır. 1982 yılında Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri bölümünü bitirmiş 1986 yılında İstanbul'a gelip yayıncılık , tercüme , tashih ve redaksiyon gibi işlerle uğraşmıştır. Askerlik hizmetini yaptıktan sonra bir müddet daha yayıncılık işleri ile uğraşmış olup 1990 yılı Mart ayında Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Başkanlığın'da arşiv hizmetlerinde çalışmaya başlamıştır ve buradan emekli olmuştur. Ebubekir Subaşı Arapça, Farsça, Osmanlıca ve İngilizce olmak üzere dört dil bilmekte olup 1987 yılından beri araştırma ve yazarlık faaliyetlerine devam etmektedir. Evli ve üç çocuk babası olup Ebubekir Subaşı aynı zamanda yeminli mütercimlik yapmakta ve sporla da ilgilenmektedir.
Gariptir: herkes kadına şiddeti ağır cezayla bastırmayı düşünüyor ama şiddetin sebebiyle kimse ilgilenmiyor. Yani bataklığa sırtını dön, sivrisinekleri öldür...
Sonradan Müslüman olan, hatta bir süre ashab gibi inancını gizlemek zorunda kalan Saltuk Buğra Han, görmüş olduğu bir rüyayı dönemin büyük alimlerinden Ebû-l Hasan Muhammed'e anlatıyor. Ebû-l Hasan Muhammed ise rüyayı tabir ediyor ve Saltuk Buğra Han'ı sonradan Müslüman olmasından ötürü Halid b. Velid'le benzeterek anlatmaya başlıyor.
Velid'in oğlu Halid iken, Uhud savaşının seyrini değiştiren, komuta ettiği hiçbir savaşı kaybetmeyen, İslamla müşerref olduktan sonra hizmetlerinden ötürü Efendimizin(sav) övgülerine mazhar olan Şanlı Komutan Halid b. Velid...
Müslüman olarak katıldığı ilk savaş olan Mûte Savaşında gösterdiği başarı sayesinde Efendimiz ona “Seyfullah” (Allah’ın kılıcı) unvanını veriyor.
Şanlı Mekke fethinde Halid b. Velid İslâm ordusunun sağ kol kumandanlığı yapıyor.
Daha sonrasında Efendimiz onu Uzzâ putunu yıkmakla görevlendiriyor.
Efendimizin (sav) vefatının ardından halife Hz. Ebu Bekir döneminde pek çok fethe vesile olmuş hiç durmaksızın Allah yolunda cihad etmiş. Ebû Bekir devrinde ortaya çıkan ve Peygamberlik iddiasında bulunanların üzerine yürüyüp, bunlardan Tuleyha ve avânesini öldürmüş, Ayniye bin Husayn’i yakalayıp Medîne’ye götürmüştür. Yemâme’de Müseylemet-ül-Kezzab’in ordusunu dağıtmış ve Müseyleme de Hazreti Vahşî tarafından öldürülmüştür.
Ömrü cihad meydanlarında kılıç sallayarak geçiren o şanlı komutandan geriye kalanlar:
İlk oğlundan dolayı kendisine verilen Ebu Süleyman adı,
Karısı Fadda,
Atı lyar,
Bir de Zu'l-Kurt, el-Edlak ve el-Kurtubi adlı kılıçları...
Radiyallahu anh
Kitap çok akıcıydı , komutanlar arasındaki mektuplar kitaba ayrı bir lezzet katmış tavsiye edilir. Ayrıca bu eserde sadece tarihi bir olayı anlatmıyor. Günümze de ışık tutarak nasıl tarih yazabileceğimiz konusunda da değerli ipuçları veriyor. En güzeli de Romandaki anlatımın çoğunluğu Melik Âdil ve İbni Şeddad arasındaki sıcak ve samimi sohbet kıvamında geçmesi.
Çok güzel bir kitabın daha sonu. Ebubekir Subaşı'nı iyi ki tanımışım. Yazdığı kitapları o günü sanki yaşatıyor. Bu sefer konu Halid bin Velid.
Allah'ın kılıcı diye bilinen, savaştan savaşa koşarak ömrünü tamamlayan bir güzel insan. Babasına müslümanlık nasip olmamış ama kendisi belirli bir süre sonra din arayışında bulunmuş ve islamı seçmiştir. Uzun yıllar başkomutan olarak savaşlarda bulunmuş. Her katıldığı savaşta hep yenmiş. Ölüm zamanı şehit olarak değilde yatağında geçirmesi onu üzmüş hatta ölümü ayakta karşılamış.
Kesinlikle tavsiyemdir.