21.yy da kaleme alınmış, bestesi rahmetli Zeki Müren tarafından yapılmış, bir adam ve bir kadının beraber seslendirdiği tuhaf bir neşeyle kederin birleşmiş olan hikayesini anlatıyor.
Romanda sadece eskiden sevgili olan Timur ve Deniz’ in hikayesi var ve bu hikaye okurlara büyülü bir şekilde sunuluyor. İstanbul’ da yaşayan Timur, monoton bir hayat sürmektedir. Bu monotonluktan sıkılır ve eskiden sevgili olduğu Deniz’ i bulmaya gider. Deniz bu olanlardan habersiz bir şekilde hayatına kaldığı yerden devam etmektedir. Ama Zeki Müren bu iki eski sevgiliyi rakı sofrasında bir araya getirir.
Sürekli teğet geçen olaylar, bir birine bir türlü kavuşamayan Timur ve Deniz’ in bu hikayesi trajikomik bir biçimde son bulur. Modern dünyada olan kaos, Zeki Müren’ in anlamlı şarkıları, çelişkiler ve hiç beklenmeyen herkesi şaşırtan bir final ile bu hikaye son bulur. Nar her okuyan kişinin mutlaka kendinden bir şey bulacağı bir yapıt.
Keder fena halde bulaşıcıdır. Tek başına rakı içilmiş bir masadan da kapabilirsiniz, yıllarca kullanılmayı beklemiş bir kursunkalemden ya da pencere kenarında annesinin yolunu gözleyen küçük bir çocuktan da...
"Bastı kahkahayı Adem. Onca zaman geçti üzerinden, hala böyle güzel gülüş görmedim ben. Ey hüda! Kaç hokka mürekkep gider bunu tarif etmeye. Allah’ın yarattığı karşısında insan tasarımı ne acizdir; işte bu gülüş onun kanıtıydı basbayağı. "