Eleanor Coerr, Kanada doğumlu Amerikan çocuk kitapları yazarıdır.
Kamsack, Saskatchewan, Kanada'da doğdu ve Saskatoon'da büyüdü. Bir çocuk olarak, düşünmeyi ve yeni hikayeler okumayı severdi. Lisede Japon göçmenlerin çocuğu olarak dünyaya gelen en iyi arkadaşı sayesinde kaligrafiye, Japon yemeklerine ve origamiye ilgi duydu.
Saskatchewan Üniversitesi'ne girdi, daha sonra Kadel Airbrush Okulu'na geçiş yaptı. Amerikan Üniversitesi'nden İngilizce lisans derecesi ve Maryland Üniversitesi'nden kütüphane bilimi alanında yüksek lisans derecesi aldı. Mezuniyetten sonra, gazete muhabiri ve çocuk köşesi editörü olarak çalıştı. Monterey Peninsula College'da çocuk edebiyatı ve California'daki Chapman College'da yaratıcı yazarlık dersleri verdi.
1965 yılında ABD'nin Uruguay Büyükelçisi Wymberly DeRenne Coerr (1913–1996) ile evlendi. Eşi 1996'da Parkinson hastalığından öldü. Evliliği boyunca Japonya, Tayvan, Tayland, Filipinler ve Brezilya'daki yabancı görevler de dahil olmak üzere birçok ülkeye seyahat etti.
İlk kitabını 1945'te hem yazdı hem de resimledi. Belki de en çok 1977'de yayınlanan Sadako and the Thousand Paper Cranes adlı kitabıyla tanınır. İki yaşındayken Hiroşima'ya atılan atom bombasından kaynaklanan komplikasyonlar nedeniyle lösemi teşhisi konan Sadako Sasaki'nin hikayesini anlatır.
Coerr 22 Kasım 2010'da 88 yaşında öldü.
Sadako
II Dünya Savaşı'nda, Japonya'da yaşamış küçük bir kızın gerçek öyküsü anlatılmaktadır.
Atom bombası atıldıktan sonra radyasyondan etkilenen Sadako, tam 10 yıl sonra lösemiye yakalanır ve hayatını kaybeder. Ama o umudunu, hiçbir zaman yitirmez ve son ana kadar canlı tutar. Nasıl mı?
Japon geleneğinde "1000 tane turşu kuşu yapanın
Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu her ne kadar çocuk kitabı gibi gözükse de 7 den 70 e herkesin okuması gereken GERÇEK BİR YAŞAM ÖYKÜSÜ.
1943-1955 arasında yaşamış olan Sadako okul yaşamında, sosyal ilişkilerinde başarılı herkesin sevdiği hayat dolu bir kızdır. Okulun atletizm takımında da başarılar kazanmıştır. Bu güzel hayatı bir gün yarışta başı dönmeye başlayıp bayılmasıyla sonra erer. Sadako 10 yıl önceki atom bombası yüzünden lösemiye yakalanır.
Bir gün arkadaşı ona kağıttan turna kuşu yapmasını öğretir. Bin tane turna kuşu yaparsan tanrılar seni görür der. 'Kâğıttan Bin Turna Kuşu' efsanesi der ki: Bir insan kağıttan 1000 turna kuşu yaparsa dileği kabul olurmuş. Bunun üzüne Sadako iyileşmesi umuduyla kağıttan 1000 tane turna kuşu yapmaya başlar. Ama günler geçtikte Sadako zayıflar ve 25 Ekim 1955 günü 644.turnayı katlarken hayata gözlerini yumar. Arkadaşları tamamlayamadığı turna kuşlarını tamamlayıp Sadako’nun mezarına koyarlar.
Cenazeden sonra Sadako'nun okul arkadaşları mektuplarını ve günlüğünü derleyip "Kokeşi" adını verdikleri bir kitap olarak yayımlarlar. Kokeşi aslında okul arkadaşlarının Sadako hastanede yatarken ona hediye olarak getirdikleri bebeğin adıdır. Sadako'nun arkadaşları bir de atom bombası yüzünden hayatını kaybedenler için bir anır dikilmesini sağlarlar. Heykel 1958 yılında Hiroşima Barış Parkı'nda açılır. Bu heykelde Sadako bir dağın tepesinde durmaktadır ve ileri doğru uzattığı avucunda altın bir turna kuşu vardır.
Savaşta en büyük hasarı çocuklar alıyor. Aile içi savaş, ülkeler arası savaş ve aklınıza gelebilecek tüm savaşlar.. Savaş artık er meydanında değil masum insanların yaşam alanında yapılıyor.
Atom bombası da geçmişten günümüze etkisini hâlâ devam ettirmekte olan kanser hastalığının yayılmasında çok önemli bir rol oynadı. Eminim herkesin kanser sebebiyle kaybettiği yakınları vardır. Henüz kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, eskiye nazaran iyileşme şansının daha yüksek olduğu günümüzde bile, her gün binlerce insanın hayatını kaybetme sebebi bu hastalık. Eski zaman şartları göz önünde bulundurulduğunda ise adeta bir seri katil.
Bu kitap Hiroşima’ya atılan atom bombasından 9 yıl sonra, Sadako adlı küçük bir kızın, dönemin en yaygın hastalığından biri olan lösemiye yakalanmasını konu ediniyor. Tamamen gerçek bir hikaye olup küçük, büyük herkesin okuyabileceği bir kitap. (Her ne kadar çocuk kitapları arasında satılsa da) Okurken duygulanmamak mümkün değil. Resimlerle desteklenmiş olduğundan bir saatinizi bile almadan okuyabileceğiniz ama okuduktan sonra 10-15 dakika boyunca savaşlara lanet edeceğiniz bir hikaye.