Emine Çaykara 1964 İstanbul doğumlu. İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji Bölümü'nü bitirdi. Dört yıl Fransızca profesyonel turist rehberliği yaptı. 1990 yılında İletişim Yayınları, Cep Üniversitesi dizisinden Kölelik ve Eski Mısır, Afa Yayınları'ndan Ben Jane, Tarzan'ı arıyor, 2000 yılında Türkiye İş Bankası, Kültür Yayınları'ndan İnsanın En Güzel Tarihi kitaplarını çevirdi. 1993 yılında gazeteciliğe başladı. Panorama,Turkuaz, Tempo dergilerinde çalıştıktan sonra 2000 yılı Ağustos ayında mesleğinden ayrıldı.
(Değerli arkadaşlar, okuduğum kitaplardan faydalı ve okunmaya değer bulduklarımı konularına göre ayırarak seriler halinde sizinle paylaşmak istedim. Kitapların değerlendirmesi tamamen kendi fikrime göredir, katı sağlamak isteyen olursa bana iletebilir; zira eklerken atladığım, görmediğim veya henüz okumadığım güzel kitaplar olabilir. İyi okumalar dilerim!)
Prof. Oktay Sinanoğlu'nun yaşamının kendi ağzından soru cevaplar eşliğinde anlatıldığı Türk Aynştayı kitabında ünlü bilim insanlarıyla ilişkisinden yarattığı teorilere, bir dönemin sözlü tarihinden Türkiye'nin yaşadığı sorunlara kadar pek çok konu yer alıyor. Sinanoğlu'nun ülkemizde bilimin neden gelişmediğini kendi yaşamından örneklerle açıkladığı bu kitapta hem baş döndürücü bir kariyer öyküsü hem Türkiye gerçeklerinin yansımaları var. Sinanoğlu şöyle diyor: 'Halkın tarihine, diline, Osmanlı atalarımıza, inançlarına, binlerce yıllık Asya kökenli insani değerlerine, geleneklerine yabancılaştırması, hatta düşman ilan edilmesi, sonunda kafalar hazır hale gelince de ülkenin yağmalanması her gün hız kazanıyor.Oktay Sinanoğlu kendisi, ailesi, mesleği, hayatı, gezileri, büyük projeleri, bilimsel ve sosyal konulardaki tespit, görüş ve yorumlarını aktarır.
Sinanoğlunu merak ediyorsanız okumanız gereken kitaplardan ilkidir(kendisi bir başka kitabında böyle demiştir).Sinanoğlunun yaşamı hayatı çalışmaları vb anlatılmıştır.Söyleşi olduğu için de okur sıkılmamaktadır.
Türkiyenin muasır olmasını kendi öz dili ve kültürüyle sağlayacağını savunmuş ve hayatını buna adamıştır.Amerikanlaşmak yerine kendi
Beyin göçüyle kaybettiğimiz dışarıya kaptırdığımız o kadar çok bilim adamı genç var ki. Resmen gelişmiş ülkelerin insan kaynakları sömürgeleri bedava yetişmiş insan deposu haline geldik. Bir "büyüğümüz"ün dediği gibi "akıllılar kaçtı aptallar kaldı."