Erdal Atabek , cumhuriyet-27.08.2012
Azim ile inat arasında iki fark vardır.Azim, akılcı karara dayanır, haklı olduğunu bilir.İnat ise akla dayanmaz, ön yargılıdır, haklı da olsa aldırmaz.
• "Duygularımız" önyargılarla, baskılarla, korkularla kirletiliyor. Günümüz insanı "duygusal davranmak"la aşağılanıyor. Duygularımızla hareket etmememiz gerektiği sürekli yineleniyor. Duygularımızdan korkuyoruz. Duygularımızdan kaçıyoruz. Duygularımızı saklıyoruz. Duygularımıza yabancılaşıyoruz. Bu duyarsızlığın adına "gerçekçi olmak" deniyor ve kutsanıyor.
• Ya insanın “kendini tanıması?” Belki de işin en güç olanı. KENDİNİ TANIMAK. “Kendinizi merak ettiniz mi?” “Ben kimim”, “Ben nasıl biriyim?”, “Ben nasıl bir kadınım?”, “Ben nasıl bir erkeğim?” diye düşündünüz mü? Siz kendinizi merak etmedinizse, siz kendinizi doğru dürüst tanımadınızsa, nasıl olur da başkasının sizi anlamasını beklersiniz? Siz “kendinizi anlıyor musunuz?”
• Sevgi insanın özgürlüğüdür.
Sevgiyi öğrenmek, sevgiyi bilmek, sevgiyi çiçeklendirmek insana özgü bir eylemdir.
Sevgi insanın eylemidir.
Sevgiyi korumak, insanın insanlığını korumaktır.
° / Kırmızı Işıkta Yürümek °
Insanların ilişkisi kavga etmekle bozulmuyor. Kavga etmek, tartışmak gene de bir şeylerin kaldığını gösteriyor. Bir ortak yol bulmak isteği belki. Ama artık kavga bile edememek yok mu? Bir konuyu tartışmak bile gereksiz olmuyor mu? işte o zaman her şeyin bittiğini anlamak gerekiyor. Anlıyorsun ve susuyorsun.
Sen de biliyorsun ki insanlar gerçekte konuşmuyorlar. Konuşur gibi yapıyorlar. Öğrendikleri sözcükler var. Birbirlerine onları söylüyorlar. Gerçekte çok azı, çok az zaman için konuşuyor. Orada da dikkat et, duygu sözcükleri yoktur. Birbirlerine söylemeleri gereken sözleri söylerler. Onun için de çoğunlukla birbirlerini dinlemezler. Gerçekte konuşmayan, gerçekte dinlemeyen insanlar iki önemli iletişim aracını da kaybettikleri için artık anlaşamıyorlar. Koku ve dokunma. Işte gerçek iletişimin iki yolu. insanlar ikisini de unuttu.
Eski ispanyol haritacılarının sevgilileri harita çizilirken, Benim için bir ada çiz derlermiş. ispanyol haritacısı da sevgilisi için gerçekte olmayan bir ada çizermiş. Eski ispanyol haritalarında böyle sevgiliye armağan adacıklar olurmuş.
Kristof Kolomb bir deniz seferinde, haritadan anlayan bir ispanyol'a gemide sularının azaldığını, haritada görülen şu adacıkta içme suyu bulunup bulunmadığını sorunca ispanyol gülümsemiş, efendim, o adanın varolduğunu sanmıyorum. Onu çizen haritacı sevgilisine çizmiştir demiş de gerçek ortaya çıkmış.
Doğuştan var olan kaşları kesip kendileri çiziyorlar. Saçlarını boyatıp gözlerine lens takıyorlar. Burnunu beğenmeyip estetik yaptırıyorlar. Yani kadınlar Allah’ın verdikleriyle bile mutlu olmuyorlar. Biz nasıl mutlu edelim
saçları kısa ve kahkülü varsa olabilir
mükemmel bir ilişkiye ihtiyacın yok
tek ihtiyacın olan şey senin garipliklerini seven
sana saygı duyan seninle zaman geçirmek
isteyen birisi.