Kitap uzun zaman önce karşıma çıkmıştı ama alıp okumak ölümünden sonraya kısmet oldu. Belki bir Yeşilçam yönetmeni olmadığı, piyasa filmleri yapmadığı için çok duymadığımız, çok da dillendirilen bir isim değildi Erden Kıral. Okumayı planladığım yönetmen anıları içinde belki son sıradaydı ama ilk o oldu. Neyse bana dair bu gereksiz anektod sonrası kitaba dair bir kaç cümle kurayım. Öncelikle kitap su gibi akıyor. Erden Kıral anılarını sanki bir fotoğraf karesiymiş, yada aklındaki bir senaryoyu arkadaşına anlatırmış gibi son derece yalın ve akıcı bir dil ile başlık başlık kaleme almış. Öyle çok geniş detaylara çocukluk anılarına vs lere dalmamış. Sanat hayatına ve bu camiadaki insan ilişkilerine odaklanmış sadece. " Hakkari'de Bir mevsim", " Bereketli Topraklar", " Kanal" ve belki Halikarnas Balıkçısının yaşamına odaklandığı " Mavi Sürgün" filmlerinin anıları ve Avrupa film festivallerinde yaşananlar ağırlık oluşturuyor anılarda. " Hakkari'de bir mevsim" filminin İstanbul film festivalinde korsan gösteriminden ( o dönem hala yasaklı olduğu için ) sonra The Marmara otelinde John Berger, eşi ve bazı konuklarla otururken Berger " Hatta bir ara dizleri üstünde yürüyerek önümde tapınmaya başladı. Çok uttandım, ben de dizlerimin üstüne çöktüm, ne yapacağımı bilemedim." ile olan anısını bu şekilde dile getiriyor. Anılarda Yılmaz Güney ile ağır mesaisi olan yönetmenin o süreçlere ve Güney'e dair de çok enteresan anektodlar bulacak okuyacak olanlar. Okuyunuz derim efenim.
