Erdoğan Çınar books by first publication dates, Erdoğan Çınar reading order
About
1957 yılında Sivas İmranlı'da doğdu. Orta öğrenimini 1976 yılında, Darüşşafaka Lisesi'nde tamamladı. 1982 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, 1986 yılında İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü'nü bitirdi. İstanbul'da serbest mimar olarak çalışmakta.
Eşrefoğlu al haberi
Bahçe bizim Gül bizdedir
Şahı merdan kuluyuz
Yetmiş iki dil bizdedir
Erlik midir eri yormak
Irak yoldan haber sormak
Cennetteki ol dört ırmak
Kuruluşundan o güne kadar Osmanlı Devleti varlığını Alevi zümrelerinden gördüğü himayeye borçluydu. Osmanlı, Alevilerin geniş desteği ve rehberliği ile küçük bir beylik iken kısa sürede genişleyerek büyük bir devlete dönüşmüştü. Çelebi Mehmet, Alevi zümrelerini karşısına almaktan çekindi, politik bir manevra ile Şeyh Bedrettin’in katlini hazırlayan fetvayı Amasya’da bulunan Danişmend Ocağı’na bağlı Mevlane Haydar adında bir Alevi soylusuna onaylattı.
“bir ulu Danişmend kişi, kınalı sakalını ilhamı ilahiye eğip, ‘Malı haramdır amma bunun kanı helaldir’ deyip halletti işi”
Her ağacın kurdu kendi özünden olur. Şeyh Bedrettin 1420 yılında bir ihanet fetvası ile Serez çarşısında asılarak idam edildi.
Kesinlikle okumayın cumhuriyet düşmanı ve alevi düşmanı bunlar.pir sultan abdalin battal gaziyi Hüseyin Gazi yi şah İsmaili (şah hatayı) yok saymışlar.cumhuriyet devrimlerini kendilerine müdahale olarak gormuslerdir
Alevilik külliyatında bulunması gereken bir çalışma. İslam dışı alevilik anlayışını kavramak isteyenlere sade ve anlaşılır bir dille yazılmış. Bunu okuduktan sonra kesinlikle bildiklerinizi yanlışlayacak birşeyler bulacaksınız
Erdoğan Çınar bu kitapta Aleviliğin, yaygın görüşe göre İslam'ın içerisinde Şiiliğin altında bir mezhep olduğu tezinin aksine daha kadim bir inanç sistemi, kadim bir din olduğu tezini bir çok kaynağa atıf yaparak ileri sürmüş. Anadolu'da bin yıl Hristiyan, sonraki bin yılda İslam hakimiyeti sebebi ile kendilerini korumak ve saklamak amacıyla Alevilerin inanç sistemlerini nesiller boyunca sözlü olarak ozanların deyiş ve eserleriyle sonraki kuşaklara aktardıklarını belirtmiş. Baskılardan kaçınmak amacıyla seçilen sembollerin hakim dinin sembolleri olması (Hz.Ali gibi), inanç sistemine ait sırların aktarılmasının belli düzeydeki insanlara olması, köyden kente göçün Aleviler arasındaki ocak sisteminin çökmesine sebep olması gibi etkenlerin, Alevilerin çoğunun bile " görünen sembolleri inancın kendisi zannetme" hatasına düşürdüğü üzerinde durmuş.
Ufuk açıcı ezber bozucu bir eser olduğunu düşünüyorum.