Tanrının uyuyan Adem'in kaburga kemiğinden ilk kadını, Havva'yi yaratması algısal-somut bir durumu anlatır; bir askerin çarmıha gerili İsa'nın bögrune mızrak saplayısi, fışkıran kan ve su da keza. Ama bu iki olay yorumlanarak birbiriyle ilişkilendirildiğinde öğretilen şudur: Adem'in uykusu İsa'nın ölüm uykusunun mecazidır; Adem'in bogrunde ki yaradan nasıl insanoğlunun etten vücuda gelmiş anası Havva dogmuşsa İsa'nın bogründeki yaradan da aynı şekilde yaşayan insanligin tinsel anası kilise doğmuştur- kan ve su Hristiyanlıgin kutsama simgesidir.
"Adalet tartışmaya açıktır. Güç ise ilk bakışta tartışılmaz biçimde anlaşılır. Bu nedenle gücü adalete veremedik, çünkü güç, adalete karşı çıkıp kendisinin adil olduğunu söylemişti. Haklı olanı güçlü kılamadığımız için de güçlü olanı haklı kıldık."
Geride bıraktığımız bir sene boyunca raflara çıkan yerli, yabancı, edebiyat ve edebiyat dışı kitapları Hürriyet Kitap Sanat’ın 20 kişilik jürisi değerlendirdi. Jüri üyelerimizin ‘ilk 10 kitap’ sıralamasına göre yaptığımız puanlamanın sonunda, Murathan Mungan’ın son şiir kitabı ‘Çağ Geçitleri’, en çok oyu alarak birinci sıraya yerleşti. İşte
Adil olanın peşinden gidilmesi doğrudur, en güçlünün peşinden gidilmesi ise kaçınılmazdır. Gücü olmayan adalet acizdir; adaleti olmayan güç ise zalim. Gücü olmayan adalete mutlaka bir karşı çıkan olur, çünkü kötü insanlar her zaman vardır. Adaleti olmayan güç ise töhmet altında kalır. Demek ki adalet ile gücü bir araya getirmek gerek: bunu yapabilmek için de adil olanın güçlü, güçlü olanın ise adil olması gerekir.
Adalet tartışmaya açıktır. Güç ise ilk bakışta tartışılmaz biçimde anlaşılır. bu nedenle gücü adalete veremedik, çünkü güç, adalete karşı çıkıp kendisinin adil olduğunu söylemişti. Haklı olanı güçlü kılamadığımız için de güçlü olanı haklı kıldık.
-
Mimesis...İnsanlar tarafından çokça okunan popüler metinleri (dünyevi-semavi) incelemeye alan ve bu metinleri insan temsili üzerinden kritik eden harika bir metin. Çok ayrıntılı ve hacim olarak büyük bir eser. Özellikle insan ruhunun (refleksif) hallerinin edebi alandaki yansımaları Auerbach'ın usta kaleminden okuyucuya ulaşıyor. Mimesis'in ayırt edici bir tarafı şu: Auerbach değerlendirmeye aldığı metinleri seçerken taraflı davranmamış kitaba konu olan metinleri objektif ve derinlemesine incelemiş. Bunu örneklendirirsek konunun ne derecede sağlam ve ayrıntılı irdelendiğini anlayabiliriz: Mimesis' de Homeros ve Kitab-ı Mukaddes; Aziz Augustinus ve Ammianus Marcellinus; şövalye romansları, Dante ve Boccaccio; Antoine de la Sale, Shakespeare ve Rabelais; Montaigne ve Cervantes; Stendhal ve Virginia Woolf'a kadar bir çok alıntı metnin "insan gerçekliği" teması üzerinden eleştirel anlamda okumasını yapabileceksiniz.
Auerbach edebi metinleri sadece kritik etmiyor, onların psikolojik-toplumsal kodları üzerinde durarak kutsal ya da dünyevi metinleri nasıl okumamız gerektiğinin de altını çiziyor. Bu anlamda Auerbach okuyucuya "hermeneutik" ilminin de kapılarını aralıyor.
Not: Auerbach Mimesis'in tamamını İstanbul'da yazmıştır.
Ayrıntılı inceleme: felsefehayat.net/mimesis-insan-g...
ilahikomedya ve Dante’ye özel bir zaafımın olduğunu takip edenleriniz bilirler. Hal böyleyken bu güzide araştırma metnini okumak benim için kaçınılmazdı.
#laflayalım
Seküler: Soy,kuşak, nesep anlamına gelen Latince kökenli bir sözcük... Bu kelime Orta Çağ'dan itibaren ''dünyevi'' anlamında kullanılmış.
Aynı zamanda somut manasına gelen
1935'lerde Nazi baskısından kaçarak ülkemize sığınmış ve yeni cumhuriyetimizin modernleşme olgusuna katkıda bulunmuş 100 civarında yahudi kökenli bilim adamından biri o. Edebiyat sosyoloğu olarak nitelenen ve ülkemizde yazdığı, yeni bir yöntemi barındıran Mimesis adlı Batı edebiyat eleştirisi 20yy'ın en iyilerinden kabul edilen bu önemli Fransız