"Yalnız bir çocuk olabilirdi,ama kitapların dostluğuna bayılıyordu: Kokularına ve ağırlıklarına. Ve her birinin bir kez açıldığında bambaşka bir dünya yansıtması çok hoşuna gidiyordu."
Yalnız bir çocuk olabilirdi,ama kitapların dostluğuna bayılıyordu: Kokularına ve ağırlıklarına. Ve her birinin bir kez açıldığında bambaşka bir dünya yansıtması çok hoşuna gidiyordu."
Genel bakışta gayet başarılı, akıcı, yaşanmışlığı hissettiren bir roman olmasına rağmen suçlamaların tek bir kişiye, Adolf Hitler'e yapılarak fazla yanlı kalınması pek hoşuma gitmedi. Bunun dışında yazarımız dönemin zorluklarını, parçalanmaları, çocukları çocuk olamadan büyüten acımasız savaşı etkileyici bir şekilde nakeltmiş. Etkilendiğimi asla inkar edemem.
Mika polonyalı yahudi bir çocuktur. Almanların savaşı kazanıp ülkeye girmesiyle: yahudi olduğu için hakları elinden alınır, aç bırakılır ve sevdiklerinden ayrı düşer. Tüm bu zorluklara büyük babasından ona kalan: gizli cepleri olan paltosu ve kuklalar sayesinde dayanır. İnsanlara mücadele isteği aşılar.
Hikaye Mika, Mika'nın torunu Danny; Alman asker Max ve Max'in torunu Mara'nın ağzından anlatılır. İki kişinin yaşadıkları, prens sayesinde birleşir ve ortaya kapsamlı bir roman olan Kuklacı çocuk çıkar.
Kesinlikle kitabı ben okumadım, kitap kendisini bana okuttu. Akıcı ve etkileyici bir kitaptı, kolay bir dili vardı bu yüzden kesinlikle beni yormadı. Karakterlerin acısını, umudunu içimde hissettim. Onlarla beraber olacakları merak ettim, onlarla beraber umutlandım, onlarla beraber üzüldüm. Sonunda iki hikaye öyle güzel birleşti ki kesinlikle beni tatmin etti.
Herkesin okuması gereken bir eser. :)
Kuklacı ÇocukEva Weaver · Beyaz Balina Yayınları · 2017607 okunma
2. dünya savaşının acımasızlığını bir çocuğun diğer çocukları sonunun ölüm olduğunu bile bile mutlu etme isteği zorla yapılanların nedeni bilme isteği ve herkesin hayatında yer eden ve tarihin sessiz tanığı bir kuklanın 60 kusur yıl sonra sahibine dönmesini acı hikayesi...
Kuklacı ÇocukEva Weaver · Beyaz Balina Yayınları · 2017607 okunma