1986 yılının Nisan ayında Ordu'da doğdu. İlk ve ortaöğretimimi orada tamamladı. 2006 yılında Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'ni kazandı. Üniversite 3. sınıfta ilk kitabı olan Düş'eş Sancılar kitabını çıkardı. Altı yıl Bursa'da kaldıktan sonra İstanbul'a yerleşti. Buraya yerleştikten sonra ikinci kitabı olan Sadece Bil İstedim deneme kitabı yayımlandı.
"İçime attığım kar taneleri kadar küçük şeylerin zamanla önünde durulmaz bir çığa dönüşebileceğini öğrendim.
Oysa bir dağın zirvesine düşen ufacık kar taneleri gibiydi hepsi... Zamanla yuvarlanıp döndüler içimde, büyüdüler ve kocaman bir çığa dönüştüler.
Meğer her şeyi içine atmak bir felaketmiş...
Çünkü içine attıklarının altında ezilir, yorulurmuş insan.
Sen benim içime attığım her şeysin. Çocukluğum, gençliğim, alınganlığım, pişmanlığım, umudum... Sen benim hissettiklerimsin...
Sen, bir daha hissedemeyeceğim tek şeysin..."
"İyi insanlar tanıyın,sizi sahiden seven insanlar…
Rüzgar hep aynı yönde esmez çünkü.
Bir gün paranız bitince, güzelliğiniz gidince, şöhretiniz sönünce
Yanınızda olacak insanlar olsun etrafınızda
Gün gelecek herkes;
İçini dökecek bir omuza ihtiyaç duyacak…”
✨"Her zaman vardır söylenecek bir söz, gidilecek başka bir yer ve en baştan yazılacak yeni bir hikâye..
Fakat insan her şeye rağmen susuyorsa kırıcılığa karşı, kaçmadan duruyorsa tüm zorluklara rağmen; bir şeylerin düzeleceğini beklediğinden ve bunu bütün kalbiyle istediğindendir.."✨
Az da olsa spoiler içerir :)
Beni ilk sayfalarından etkisi altına almayı başarmış, belki de kendi hayatımdan kesitler gördüğüm için böylesine ilgiyle okuduğum bir roman oldu.
Hayat; çoğu zaman artık bitti dediğimiz yerden yeniden başladığımız, yaşadığımız sürece de yeniden başlamaların ve bitirmeleri olacağını, bazen acı da olsa öğretiyor
Aşkların, ayrılıkların hüznün yanı sıra yeni ufuklara yelken açma umudunu da barındıran yazılarıyla
Ezgin Kılıç, okurlarını aşk dolu bir yolculuğa davet ediyor. İki bölümden oluşan kitabın birinci bölümünde denemeler, ikinci bölümünde ise duygusal bir aşk hikayesi yer alıyor. Okurken "Kaldı mı böyle güzel sevmeler?" demeden edemiyor insan. Duygulanmamak elde değil. Kitaptan güzel bir kesitle incelememi bitirmek istiyorum.
"Gözlerin hangi şehrin sabahına açılırsa açılsın her sabah aynı kişiye uyanabilmektir aşk… Ben her sabah solumdaki o ağrıyla sadece sana uyanıyorum.
Ve bir gün olur da denk olursa acılarımız; yani en az benim kadar yaralanırsa gururun, incinirse duyguların beni hatırla… İşte o zaman gerçek sevginin birinin varlığıyla mutlu olmak değil, yokluğuyla mutsuz yaşamaya alışmak olduğunu anlayacaksın."
Keyifli okumalar dilerimm.
İki bölümden olmuş bir kitap olup bazen anlamlandıramadığınız duyguları aceba hissettiğim bu duygunun tarifi karşılığı nedir? Dediğimiz hislerimizin başkası tarafından anlamlandırılığı belki farklı bir şehirde farklı bir yerde hiç tanımadığınız bir insanla aynı duyguları aynı kaderi yaşmış gibi hissettiren bir kitap iki kişi arasında geçen bir aşk hikayesinin sonu ayrılık olduğu vakit geride kalan kişide uyanan duygular. Onun ondan aldıkları duygular belki de kattığı duyguların hisselerin ne olduğundan bahsedilmektedir. 1000kitap ailesine önere bileceğim güzel bir kitap şimdiden keyfili okumalar