Bir insan için kurban kesilmesi küfürdür ve kesilen kurban leş hükmündedir, yenmez.!
"Hacıların ya da gazilerin gelişleri için hayvan kesilmesi de küfürdür" denmiştir. Yeni alınan araba, ev, atılan temel vb. şeyler de aynıdır. Yalnız bâzı âlimler burada bir inceliğe dikkat çekerler. Resûlullah Efendimiz: "Allah'tan başkası için boğazlayana Allah lânet etsin" buyurmuşlardır. Başkası için demek, başkasının adı zikredilerek boğazlanmak, yani "Bismillah=Allah'ın adıyla" yerine "Bismi filan=falanın adıyla, falanın adına" diyerek kesmektir.
Binâenaleyh, "bir büyük zâtın gelişine, ev ya da araba almasına duyduğu sevinçten ötürü kurban keserse bu küfür olmadığı gibi, kesilen hayvan da leş hükmüne girmez, eti yenir" derler.
Durum böyle olmakla beraber bunun mahzûrsuzunu, mahzûrlusundan ayırmak zor olduğu ve âvâm insanlara bid'at kapısını açmamak için bu tür vesîlelerle kurban kesmemek gerekir. İlle de kesmek istenirse, gelişine sevindiği kimsenin yolunda yada önünde değil, böyle sevinçli bir günü kendisine bahşeden Allah için ayrı bir yerde kesip etini tasadduk etmeli veyâ yemelidir. Aksi hâlde "Bismillah=Allah adına" diyerek kesse dahî bir kimsenin yoluna, bir evin temeline, bir arabanın tekerine vs. kesilen, kanı oraya buraya sürülen kurban en azından çirkin bir bid'attır. Küfrü gerektirmese dahî günahı gerektirir ve etinin yenmesi de şüpheli olur. Zaten bu kurbanı görenler, filan falanın gelişi için, ya da filan iş için kurban kesti derler ki, bu da onun kesiliş gayesinin Allah için olmadığını gösterir.
Düğünlerde, nişanlarda, davetlerde, şatafatlı iftarlarda sınırsız israf edenler, cenazeleri bile gösterişe çevirenler. Şimdi bu israflar olmadan da bunların yapılabileceğini anlamış olmalıdırlar. Bunlar aslında Allah’ın ‘tekâsür’ diye takbih ettiği kötü ahlaktı. “Benimki seninkinden daha çok yarışı sizi oyalıyor, ta kabirleri ziyaret edinceye dek” (102/Tekasür 1, 2). Bunun bir adı da gösteriş istihlakidir. Bunu camilerde bile sürdürdük, bizim cami sizin camiden daha süslü demeye getirdik. Abdullah bin Abbas, “insanlar camileri süslemeye başlarlarsa kıyametin yaklaştığını anlayın” demişti. Camilerin süsü/imarı cemaattir.
Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır”, O isterse bu kadar küçük neferlerden oluşan ordularıyla bile nice yıkılmaz sanılan güçleri devirir. Küçücük mikroplar, çekirgeler, sinekler, böcekler ve daha bilmediğimiz nice varlıklar hep O’nun ordularıdır. Bu sebeple “Allah herhangi bir şeyi; sivrisineği ya da daha âlâsını örnek vermekten çekinmez.
Başlangıçta evlere kapanma bazıları için iyi, bazıları için kötü oldu. Ailesi ve çoluk çocuğu ile ilgilenemeye zaman bulamayanlar bunun fırsatını yakaladılar. Bazıları da aksine, eve kapanmayı hapis gibi bir tecrit görüp aile fertleriyle sürtüşme yaşadı, huzuru kaçtı, sinir bozukluğu ve stres arttı.
Küçücük bir virüs dünyayı sarsmaya yetti. Ekonomiden siyasete, komplo teorilerinden bilime kadar her şeyi etkiledi, hepsi yeniden gözden geçirilmeye ve yeniden yapılandırılmaya başlandı. Dünya hayatının esası bunlar olduğuna göre demek ki, bu küçücük virüs bütün dünyayı sarstı. Bilim, verdiği zararının defedilmesine, ekonomi bir yönden ayakta durmaya, bir yönden de onu kâra çevirmeye, eğitim kendisine yeni yöntemler ve imkânlar aramaya çalışır oldu.
Kimsenin etlisine sütlüsüne karışma,
Her koyun kendi bacağından asılır,
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın,
Herkesi hoş gör gibi ifadeler
Dünyevileşmenin ve Allah'ı unutup yabancılaşmanın sloganları.