Fatih Akın

Fatih AkınTürkiye'de Azınlık Politikaları yazarı
Yazar
Tasarımcı
8.2/10
17 Kişi
75
Okunma
2
Beğeni
2.351
Görüntülenme

Hakkında

1994 yılında girdiği Hamburg Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (Hochschule für bildende Künste Hamburg veya kısaca HfbK) Görsel İletişim Bölümü'nden (Visuelle Kommunikation) 2000 yılında mezun oldu. Eğitimi sırasında Wüste Film şirketiyle çalışmaya başladı. 1995 yılında ilk kısa filmi Sensin – Du bist es!'i yönetti ve bu filmle Hamburg Uluslararası Kısa Film Festivali’nde izleyici ödülünü aldı. Pek çok ödül kazanan 'Getürkt' isimli ikinci kısa filmini 1996 yılında yönetti. İlk uzun metraj denemesi olan Kurz und Schmerzlos'u (Kısa ve Acısız) 1998 yılında çekti. Başrollerini Moritz Bleibtreu ve Chritiane Paul'un oynadığı diğer bir uzun metrajlı filmi Im Juli (Temmuz'da) de pek çok ödül aldı. Ardından görece büyük bütçeli bir film olan ve göçmen kültürünün anlatıldığı Solino'yu çekti. Fatih Akın, başrollerinde Meltem Cumbul, Güven Kıraç, Sibel Kekilli ve Birol Ünel'in yer aldığı Duvara Karşı (Gegen Die Wand) isimli projesiyle Metin Erksan'ın Susuz Yaz'ından 40 yıl sonra Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı ödülünü kazanan Türk yönetmen oldu. 2005 yılında Kebab Connection isimli bir filmin senaristliğini, diğer kişilerle beraber, üstlendi. Aynı yıl içerisinde Crossing the Bridge: The Sound of Istanbul (İstanbul Hatırası) adlı, İstanbul'un barındırdığı değişik müzikleri ve müzik kültürleri üzerine bir belgeselin yönetmenliğini yapmıştır. Belgeselin anlatımını Almanya'nın ünlü endüstriyel rock gruplarından Einstürzende Neubauten'ın bas gitaristi Alexander Hacke yapmıştır. 2005 yılında Cannes Film Festivali'nde Salma Hayek,Javier Bardem ve Emir Kusturica ile birlikte jüride yer almıştır. "Yaşamın Kıyısında" filmi, Ekim 2007'de Türkiye'de gösterime girmiştir.
Unvan:
Türk Asıllı Alman Yönetmen, Senarist ve Yapımcı
Doğum:
Hamburg, 25 Ağustos 1973

Okurlar

2 okur beğendi.
75 okur okudu.
3 okur okuyor.
33 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
AB, İlerleme Raporun'da Türkiye'deki İki tür dini azınlık üzerinde duruyor. biri non- Müslim yani gayrimüslimler Diğeri ise non- Sünni yani Sünni olmayan azınlık. Sünni olmayan azınlıkla Aleviler gündeme getiriliyor. dikkat edilirse AB kendi üyesi ülkelerde dini azınlık tanımlaması yapmıyor. mezhep tabanlı bir ayrılık da söz konusu değil buna karşılık Türkiye'de hem dini hem mezhebi hem de ekmek temelde azınlık sorgulaması yapıyor. Aslında net ve açık bir çifte standart ortaya konuyor bir karşılaştırma imkanı vermesi açısından Almanya'da Yahudiler bile azınlık kabul edilmiyor.
Sayfa 236Kitabı okudu
Reklam
1917 yılında Ticaret ve Ziraat Nezareti tarafından yayınlanan '' Sanayi istatistiği'' ne gmre 264 kuruluştan 142'si özel kişilerin mülkiyetinde oöuo6bunksrın 42'sinin Türk, 172'sinin ise Gayr-i Müslim vatandaşlara ait olduğu görülmektedir.
1). Patrik Yunan gazetesi Etnos'a verdiği bir demeçte 'Hristiyanlar Anadolu' ya yerleşebilir' diyor ve ekliyor 'Türkiye' nin Avrupa Birliği'ne üyeliği, Anadolu'daki önceden varolmuş Hristiyan toplulukları yaşadıkları bölgelere yerleştirse, o zaman Patrikhane'de o bölgelerde bulunan kiliselerin yeniden ayine açılması düşünülebilir'. Prof. Erol Manisalı bu durumu '' Bütün bunlar vadedilmiş topraklara dönüş provasıdır; Medyada, dünya kamuoyunda resimlerin hafızalara kazınmasının denemesidir diye nitelemiştir''.
Sayfa 223Kitabı okudu
Lozan'a gelen Ermeni gruplarına karşılık Türk ulusunun düşüncelerine tercüman olan İsmet Paşa. '' Türk toprakları bir Ermeni yurdu için parçalanamaz ne de o illerinde ne de kilit yağda ana Vatan'dan ayrılması mümkün değildir zaten Türkiye bugün bulunan ve bağımsız Ermeni Cumhuriyeti ile anlaşmalar yapmıştır diğer bir Ermenistan olabileceğini Türkiye hayalinden bile geçiremez.'' şeklindeki sözleri ile bu konuya verdiği önemi göstermesi açısından önemlidir.
Mustafa Kemal Osmanlı Devleti'ni büyük göçlerin hangi metotlarla yıkmaya çalıştıklarını TBMM'nin 6 Mart 1922 tarihli gizli oturumda şöyle anlatır: '' asıl olan dahili cephedir bu cephe bütün memleketin bütün milletin vücuda getirdiği cephedir sahili cephe doğrudan doğruya ordunun düşman karşısındaki Musallat cephesidir bu CHP tezellül edebilir mağlup olabilir fakat bu hal hiçbir vakit bir memleketi bir milleti mahvedemez Mühim olan memleketi temelinden yakan milleti esir ettiren dahili cephenin sükutudur. Filhakika Kaleyi içinden almak dışından zorlamaktan çok kolaydır bu maksatla şahıslarımıza kadar temasa gelebilen mürsid mikropların vasıtaların mevcudiyetini iddia etmek caizdir.
Henüz kayıt yok
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
288 syf.
7/10 puan verdi
Yazarın bitirme tezi olan bu kitap, anlattığı konular ile ilgili bir çok kaynaktan bilgiler vermesi dikkat çekici, 6-7 Olayları ise güzel işlenmiş, Türkiyenin karanlıkta kalmış yıllarını değerlendirme imkanı veren bir kitap olmuş....
Türkiye'de Azınlık Politikaları
Türkiye'de Azınlık PolitikalarıFatih Akın · Kum Saati Yayınları · 200644 okunma
246 syf.
·
Puan vermedi
Almanya kekosu fatih akın. Diyorsun boyle bi adam nasil yonetmen oluyor boyle filmler çekiyor. Hayret etmek istiyorsan oku , belki ümitlenirsin az kendinden de
Sinema, Benim Memleketim
Sinema, Benim MemleketimFatih Akın · Doğan Kitap · 201331 okunma
288 syf.
·
Puan vermedi
Osmanlı devletinde özgürce yaşayabilen hatta kendi dillerini konuşabilen azınlıklar, kurtuluş savaşında bulunduğu devlete ihanet ettiği için türklerde de milliyetçilik duygusunun ön plana çıkmasına sebep olmuştur. Cumhuriyet döneminden sonra dünyada yayılan milliyetçi, uluscu anlayış Türkiye'de de hakim olmuş ve azınlık haklarına da dikkat edilmiştir. Nitekim Avrupa kendi azınlığınz Türkiye'nin verdiği kadar hak vermese de Türkiye için çifte standart uygulayıp azınlıkları iç sorun haline getirmek istemiş, istemeye devam edecektir. Huzurlu bi vatan istiyorsak hiç bir ülke ya da düşüncenin idealin piyonu olmamamız, parçayı değil bütünü görmemiz gerekir.
Türkiye'de Azınlık Politikaları
Türkiye'de Azınlık PolitikalarıFatih Akın · Kum Saati Yayınları · 200644 okunma