Bu ay Türk Edebiyatı Klasiği olarak yazıldığı dönemde hakkettiği değeri alamayan, benimde kalemiyle ilk kez tanıştığım Fazlı Necip'in Menfi adlı essiz eserini okudum.
Anne ve babası ayrı hayatı biraz zor geçen Ekrem iyi bir lisede eğitim görmüş, ilerleyen hayatını yurt dışında geçirmek isteyen alafranga ve şık görünümlü bir gençtir. Annesinin ise Ekrem üzerinde başka planları vardır. Yeğeni Neşide ile Ekrem’i evlendirmek ister. Ekrem ise Neşide ile evlenmek istemeyip yurtdışına çıkma planlarını hızlandırırken kendine karşı duygusal bir sevgi besleyen İkbal'in, oynadığı oyun ile kendini Selanik'ten Konya'ya sürgün edilmişken bulur.
II. Meşrutiyet sonrası yazılan eser, tam aşkın saadetine kavuştum derken sürgün edilen bir gencin hayatının arkasında Meşrutiyete giden süreci, dönemin siyasi olaylarını toplumdaki yozlaşmayı, devlet otoritesindeki çöküntüyü karakterlerin yaşantıları üzerinden bizlere aktarıyor. Bir dönem romanı olup yazıldığı dönemin siyasi atmosferini bir aile dramıyla ele alan ilk siyasi romanımız olma özelliğine sahip olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Akıcı ve sade bir dille sayfalar ilerlerken bir yandan İstanbul ve Selanik sokaklarında dolaşıp sürgüne gönderilip olgunlaşan Ekrem’in gelişimini keyifle okumanız dileğiyle.