“Beyin; Tanrı’nın insanı cezalandırmak için yarattığı bir işkence aleti. Beyin olmasaydı, hiçbir şey var olmayacaktı. Işığı bilemeyecektim, arzulamayacaktım onu. Burada olmayı kabullenecektim. Hayvansı bir yaşam yaratabilirdim burada.”
Bu ölümle oldukça yıprandığı belliydi biz onun çalışıcağını düşünürken o sadece hayatın içinde ölüm gibi bi gerçek olduğuna ve bunun saçmalığına kafa yoruyordu aslında ölümün saçma bir tarafı yoktu sadece ölümlü olmaya gücenmişti
Taraftar olmak ikiyüzlü olmaktı! Puşkaş Sami çocuk denecek yaşta öğrenmişte ve artık çok iyi biliyordu bunu. Maç bitecek, buradan çıkacak ve evine gidecekti. Şimdi ona küfür eden komşusu akşam teselliye gelecekti. Meyhaneye gidecek, şimdi küfür eden garson büyük bir saygıyla onu selamlayacak, sonra, "Sami Abime bir otuz beşlik çek" diye seslenecekti mutfağa. Sami'nin meyhaneye gelmiş olması şerefine kadeh kaldıracak, takımın haline birlikte üzüleceklerdi. Bu küçük stadın kapısından çıkan herkes Sami'yi yeniden sevmeye, yeniden ona saygı duymaya başlayacaktı ama stadyumun içi ne meyhaneye, ne komşuya ne de sokağa benziyordu. Stadyumun içi cehennemdi ve tribündeki kalabalık Sami'yi linç etmek istiyordu