Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Filibeli Ahmed Hilmi

Filibeli Ahmed HilmiA'mak-ı Hayal yazarı
Yazar
8.6/10
4.198 Kişi
17,3bin
Okunma
701
Beğeni
26,4bin
Görüntülenme

En Yeni Filibeli Ahmed Hilmi Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Filibeli Ahmed Hilmi sözleri ve alıntılarını, en yeni Filibeli Ahmed Hilmi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Arpacık soğanı
-Ariflerin mukayesesine, alimlerin yeni fikirlerine ne buyurursunuz? İşte varlıkların hakikatlerine nispetle insanların ilmi, Tantan’ın keşfinin benzeri oluyor. Sonsuza kadar da böyle olacaktır. Zira insanların gözü hakikatleri görmekte arpacık soğanı kıymet ve nispetindedir, dedi.
Sayfa 54 - İş Bankası
-Bu kervan nereye gidiyor? - Gelişmeye ve değişmeye muhtaç olan bu kâinat her zaman yürümeye mahkûm bu kervan, hayalin bile kavramaktan âciz kaldığı eşsiz bir sırra, ilâhî güzelliğin nuruna doğru akıp gitmektedir.
Reklam
-Demek ki ârif olmayana tarif bir işe yaramıyor.
İnsanoğlu o kadar aciz, zayıf ve muhtaçtır ki hayatını ricayla geçirir. Raci demek insan demektir.
Bu alemde her ne varsa benim sıfatımdır. Ben olmasam bir şey olmazdı. Ben hepim yahut hiçim, ben hiçim yahut hepim. Zaten hiç ile hep aynı şeydir, tek bir şeydir. Lakin fark cehli bir şeyi iki adla yad ediyor.
Reklam
Üstelik kasvet neşeden daha bulaşıcıdır.
Yerküre dediğimiz bu geçici ikametgahı derin bir hüzne kapılmadan seyretmek acaba mümkün mü?
İşte bu bilgi yığnının altında bir gün vicdanımı tahlil ettiğim vakit hayretler içinde garip bir terkip kesildiğimi fark ettim. Ben küfür ile imandan, ikrar ile inkardan, tasdik ile kuşkudan meydana gelmiş bir şey olmuştum.
"Saadetimiz tam anlamıyla mükemmeldi. Bir aralık bu saadet ufkunu, belki de manasız birtakım endişe bulutlarının kapladığını görüyorum sandım. Bir sürü endişe. Büyük bir gayretle bu endişeleri uzaklaştırmak için uğraşmaya başladım ve çoğunu uzaklaştırdım. Lakin birtakımlarını kovmak mümkün olmuyordu. Bu alemde daim ve sabit bir şey yoktu ki benim saadetim de devam etsin."
Reklam
Hı?
Bu âlemde her ne varsa benim sıfatımdır. Ben olmasam bir şey olmazdı. Ben hepim yahut hiçim, ben hiçim yahut hepim. Zaten hiç ile hep aynı şeydir, tek bir şeydir. Lakin fark cehli bir şeyi iki adla yâd ediyor.
Gerçekten de mesireye giden bir adamın cenaze alayında bulunanlara mahsus kasvetli bir çehre göstermesi çekilir şeylerden değildir.
Yerküre dediğimiz bu geçici ikametgâhı derin bir hüzne kapılmadan seyretmek acaba mümkün mü? Nereden geldik? Nereye gidiyoruz? Temiz bir inancın pek güzel cevap verdiği bu soruya akıl ve fen cevap vermiyordu. Bir kere daha doğaya baktım. Bu defaki bakışımın önünde güzellikler kayboldu. Işık söndü, her tarafı karanlık kapladı. Sanki gerçek, olanca dehşetiyle gözlerime göründü: İnsan gözünü okşayan çimenlerdeki yeşillikler, latif çiçeklerdeki güzellikler; sadece ışık oyunu! Mini mini kuşların cıvıltısı; hava titreşimi! Âlemleri kaplayan bu ışık; esîr dalgalanması! Kısacası hepsi bir zorunluluğa, bir emre, bir kanuna esir! Güya karşımda Buda Gotama Sakyamuni belirdi. Hazin tebessümü, sararmış çehresiyle "Hiç! Hiç! Hiç!" diyordu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.