Filiz Ali, 30 Eylül 1937 İstanbul doğumlu piyanist ve müzikbilimcidir. Gazeteci-yazar Sabahattin Ali'nin kızıdır.
Ankara Devlet Müzik Konservatuarı'nda piyano çalıştı. Ferhunde Erkin'in sınıfından 1958 yılında mezun olan Ali, ABD'de müzik eğitimine devam etmek için Fulbright bursu kazandı. Boston, Massachusetts'de David Barnett'le öğrenim gördüğü New England Conservatory of Music'te (Yeni İngiltere Müzik Konservatuarı) ve New York'taki Mannes College of Music'te (Mannes Müzik Koleji) Frank Sheridan'la çalıştı.
1962-1965 yılları arasında Ankara Devlet Konservatuarı'nda piyano ve eşlik öğretmeni, 1965'ten 1972'ye kadar İstanbul Şehir Operası ve İstanbul Devlet Operası'nda korrepititör, 1972 ile 1985 seneleri arasında ise Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı'nda piyano ve eşlik öğretmenliği yaptı. 1985-86 yıllarında Londra Üniversitesi'nin bünyesindeki Kings College'ın müzikoloji bölümünde yüksek lisansını tamamladı.
1987'de Mimar Sinan Üniversitesi'nin müzikoloji bölümüne geçti. 1990-2005 yılları arasındaki Müzikoloji bölümünün başkanıydı. Ali, 1989-1992 yılları arasında Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nun genel yayın yönetmeni olarak da çalıştı.
TRT için 1962-1995 yılları arasında müzik programları yaptı ve Cumhuriyet, Hürriyet, Yeni Yüzyıl ve Radikal gazeteleri için müzik eleştirmenliği yaptı. Milliyet gazetesine müzik yazıları yazmaktadır. Filiz Ali ayrıca, Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi'nin kurucusu ve 1998'den beri direktörüdür.
Balkan Müzik Forumu'nun bir üyesi, Uluslararası Müzik Konseyi ve Avrupa Müzik Konseyi'nin temsilcisi olan Ali müzik ve müzisyenler hakkında yedi kitabın yazarıdır.
Sabancı Üniversitesi'nde "Klasik müziğin büyük eserleri" ve "20. yüzyıl müziğinin büyük eserleri" derslerini vermektedir.
Eserleri
Sabahattin Ali (1979, Atilla Özkırımlı ile beraber)
Müzik ve Müziğimizin Sorunları (1987)
Dünyadan ve Türkiye'den Müzisyen Portreleri (1994)
Filiz Hiç Üzülmesin... (1995)
Cemal Reşit Rey Unutulmaz Marşın Büyük Bestecisi (1996)
Ferhunde Erkin Tuşlar Arasında... (2000)
Elektronik Müziğin Öncüsü Bülent Arel (2002)
Mitos Diyarında Çağdaş Bir Müzik Odağı: Ayvalık'tan Bir Masterclass Öyküsü (2008)
Filiz Hiç Üzülmesin (Sabahattin Ali'nin Objektifinden, Kızı Filiz'in Gözünden Bir Yaşamöyküsü) (2011)
Ödülleri
Chevalier de L'Ordre des Arts et des Lettres Madalyası (1995 - Fransa Kültür Bakanlığı tarafından)
Vehbi Koç Ödülü (2011)
43. İstanbul Müzik Festivali Onur Ödülü (2015)
"Namuslu olmak ne zor şeymiş meğer. Bir gün Almanların pabucunu yalayan ertesi gün İngilizlere takla atan, daha ertesi gün de Amerika'ya kavuk sallayan soysuzlar gibi olmak istemedik. Yalnız ve yalnız bir tek milletin önünde secdeye vardık. O da cefakeş milletimizdir. Meğer ne büyük günah işlemişiz! Kanunlu, kanunsuz baskılar altında ezile ezile pestile döndük. Bugünün itibarli kişileri gibi, kese doldurmadık, makam peşinde koşmadık. İç ve dış bankalara para yatırmadık, han, apartman sahibi olmak, sağdan soldan vurmak ve milleti kasıp kavurmak emellerine kapılmadık. Bütün kavgamızda kendimiz için hiçbir şey istemedik. Yalnız ve yalnız bu yurdun bütün yükünü omuzlarında taşıyan milyonlarca insanın derdine derman olacak yolları araştırmak istedik. Bu ne affedilmez suçmuş meğer! Neredeyse, yoldan geçerken mide uşakları arkamızdan bağıracaklar: “Görüyor musun şu haini! Ílle de namuslu kalmak istiyor ve ahengimizi bozuyor..? Çalmadan, çırpmadan, bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hatta bu kadar tehlikeli mi olmalıydı. Namuslu olmak ne zor şeymiş meğer! Bereket, zora katlanmasını bilen bu millet de namuslu."
Sabahattin Ali
Babamın sözünü tuttum ve uzun zaman hiç üzülmemiş gibi yaptım. Yıllar boyu onun öldüğüne inanmadım. Geri gelecek diye bekledim. Kalabalıklarda ona benzettim insanları, yabancı ülkelerde beyaz saçlı, kısa boylu, tombulca adamları takip ettim, odur diye. Rüyalarıma girdi sık sık, hiç konuşmadan, gözlerini hafif kısarak, gülümseyerek baktı bana rüyalarımda, ben hep peşinden koşup onu yakalamak istedim ama hiç başaramadım.
Babam için uzun yıllar hiç gözyaşı dökmedim, çünkü O “Filiz hiç üzülmesin...” demişti. Ama Denizler asıldığında, Sinanlar, Mahirler öldürüldüğünde çok ağladım, yıllarca gözpınarlarımda babam için biriken gözyaşları durmadan aktı, aktı, aktı... Türkiye’de siyasal cinayetlere kurban giden değerli insanların ne ilki ne de sonuncusuydu babam. Tanrılar kana doymayacaklar mıydı?
Sabahattin Ali’nin suçu neydi? Sabahattin Ali kendi suçunu itiraf ediyor aslında öldürülmeden bir yıl önce:
“Namuslu olmak ne zor şeymiş meğer. Bir gün Almanların pabucunu yalayan ertesi gün İngilizlere takla atan, daha ertesi gün de Amerika’ya kavuk sallayan soysuzlar gibi olmak istemedik. Yalnız ve yalnız bir tek milletin önünde secdeye vardık. O da cefakeş milletimizdir. Meğer ne büyük günah işlemişiz! Kanunlu, kanunsuz baskılar altında ezile ezile pestile döndük. Bugünün itibarlı kişileri gibi, kese doldurmadık, makam peşinde koşmadık. İç ve dış bankalara para yatırmadık, han, apartman sahibi olmak, sağdan soldan vurmak ve milleti kasıp kavurmak emellerine kapılmadık. Bütün kavgamızda kendimiz için hiçbir şey istemedik. Yalnız ve yalnız bu yurdun bütün yükünü omuzlarında taşıyan milyonlarca insanın derdine derman olacak yolları araştırmak istedik. Bu ne affedilmez suçmuş meğer! Neredeyse, yoldan geçerken mide uşakları arkamızdan bağıracaklar: ‘Görüyor musun şu haini! İlle de namuslu kalmak istiyor ve ahengimizi bozuyor…’ Çalmadan, çırpmadan, bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hatta bu kadar tehlikeli mi olmalıydı. Namuslu olmak ne zor şeymiş meğer! Bereket, zora katlanmasını bilen bu millet de namuslu.”
Sabahattin Ali Etkinliği düzenliyorum katılmak isteyen buyursun gelsin.
Sabahattin Ali ile ilgili her şeyi okuyoruz . Çünkü Sabahattin Ali bunu hak ediyor...Hayatı, kitapları, çevirileri... yani Sabahattin Ali' yi ucundan kenarından ilgilendiren her şeyı..
Değerli okurumuz
(ÇIKIN ÇIKIN GELİN #42027708 )
Sevgili muhterem 1K ailem, 😊
Bir etkinlik düzenlemek istiyorum. Kadınlığa, kadın olmaya, kadın olmayı anlamaya dair…
Dünya kadınlar gününe 10 gün kalmışken "emeği" daha çok anlayalım istiyorum ve kadın yazarlarımızı daha çok okumaya davet ediyorum sizleri. Umarım bu
Romanları, öyküleri, oyunları, yazıları, mektupları... Bütün kitaplarını büyük bir heyecanla; son kitabı "Hep Genç Kalacağım"ı ise hüzünle okuduğum dev yazar, şair, zorunda bırakıldığından politikacı, çevirmen: Sabahattin Ali.
Sabahattin Ali'nin doğumundan vefatına değin hayatı yer edinmiş kitapta. Öyle kuru bir biyografi tarzında da
"Filiz Hiç Üzülmesin; Sabahattin Ali'nin Objektifinden, Kızı Filiz'in Gözünden Bir Yaşamöyküsü."
Filiz Ali, babası Sabahattin Ali ve annesi Aliye Ali'ye dair bilinmeyenleri; anılar, mektuplar, babasının objektifinden fotoğraflar ve eserlerinden alıntılar ile harmanlamış; ortaya belgesel tadında okuması keyifli ancak sona
Ne zaman Sabahattin Ali'nin hayatını okusam bir mucize olsun isterim
Sonu farkli bitsin isterim.
Fakat hep aynı hazin son. Bu kadar iyi niyetli bu kadar ahlaklı ve insani vasıflara sahip birine bu sonu nasıl ve hangi vicdanla layık gördüler aklim asla almıyor.
Bu kitapta da sevgili Filiz Ali gözünden baba rolundeki Sabahattin Ali yi okuyorsunuz. Ama bir uyarıda bulunmak gerekirse, bu sefer küçük bir kızın gözünden okuduğunuz icin daha fazla yürek parçalıyor.