Francis "Frank" McCourt, (d. 19 Ağustos 1930 - ö. 19 Temmuz 2009) İrlanda asıllı, Amerikalı öğretmen ve Pulitzer ödüllü yazar. McCourt'ı tüm dünyaya tanıtan eseri Angela'nın Külleri'dir.
Hayatı
NewYork, Broklyn'de doğdu ancak küçük yaşta ailesi ile beraber İrlanda'ya geri döndü. Frank McCourt 11 yaşındayken babası onları terk etti. Ailesine, özellikle de annesine yardım etmek isteyen Franky 13 yaşında eğitim hayatına veda etti. 19 yaşında Newyork'a gittikten ve askerliğini yaptıktan sonra yarım kalan eğitim hayatına NewYork üniversitesin'de devam edebildi.
Unvan:
İrlanda Asıllı, Amerikalı Öğretmen ve Pulitzer Ödüllü Yazar
Boş bir kafayla nasıl bir bakış açınız olabilir ki? Kafalarınızı doldurun. Tıka basa doldurun. Sizin en büyük hazineniz kafalarınızdır ve yeryüzünde hiç kimse kafalarınızın içindekilere karışamaz.
Çocuk dünyaya getirmek kolaydır. Büyütmek ise zordur. Bir çocuk güzel bir evde büyümeyi, iyi giyinmeyi, iyi yemekler yemeyi, iyi okullara gitmeyi ve sorumluluk sahibi birer anne babasının olmasını ister. Unutmayın dünyaya gelmek onların seçimi değil. Onlar masum olarak dünyaya gelirler. Ve gönül ister ki hep masum kalsınlar. Bu noktada küçük Frank'ın hikayesine bir göz atalım isterseniz... Çocuk ve yoksulluk anlatılıyor bu kitapta...Mucize çocuk Frank, İrlanda'nın yoksul mahallelerinde büyümeye çalışır ve 6 yaşlarındadır. Çok çocuklu bir ailesi vardır. Frank paçavralar giyerek, ateş yakmak için sokak kenarlarından kömür toplayarak, yoksulluğa ve açlığa katlanır. Annesi ev kadını ve babası ayyaştır. Babası içer içer ve geceleri barlarda sabahlar. Ayyaş adam eve para getirmez. Angela ise çoçuklarını yaşatmaya çalışan fedakar bir annedir. Sayıları yirmilere varan çocuklar dünyaya getirir ve çoğu ölür. Frank tüm bu sefalete rağmen hayatta kalarak büyür ve Amerika'ya gider. Küçük Frank sonunda öğretmen yazar olur ve kendi hikayesini bu kitapta anlatır. Roman baştan sona dramatik bir yapıda olmasına rağmen dili oldukça neşeli. Küçük Frank ayyaş babasını gülerek anlatıyor. Romanın dili sade ve akıcı. Gerçekçi bir roman hatta gerçeğin ta kendisi. Ben okurken çok duygulandım ve Frank'in yaşam mücadelesinden çok etkilendim Romanı okuyun, eksik kalmayın diyorum...İyi okumalar.
"Geriye bakıp çocukluğumu anımsadığımda, nasıl hayatta kalabildiğime hâlâ şaşarım. " diyor Frank Mccourt...
Ne kadar kötü çocukluk geçirebilir ki?
Doğduğu günden beri çalışmayan baba, çocukları için endişelenen bir anneye sahip Frank Mccourt. Babası hiç çalışmaz, zar zor bir iş bulur 1 hafta çalışır, haftalığını alır ( çocuklar artık
Amerika'da umduğunu bulamayan Mc Court ailesinin kendi ülkeleri olan İrlanda'ya dönüşünü ve burada yoksullukla kıran kırana verdikleri mücadeleyi bütün gerçekçiliğiyle anlatan biyografik bir roman. Biraz Christy Brown'ın Sol Ayağım kitabı tadında bir eser. Eminim Sol Ayağım'ı okuyan ve seven okurlar bu kitabı da sevecektir.
Biyografik bir roman