Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.8
Galina Serebryakova
Galina Serebryakova Yorumları ve İncelemeleri
Galina Serebryakova yorumları ve incelemelerini, Galina Serebryakova kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Galina Serebryakova puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ateşi Çalmak 1- Marx’ın Gençliği
Tartışmasız Karl Marx dünyayı sarsan, burjuvaziye bile kendini sorgulatan bir isimdir. Yaşadığı 1818-1883 yılları arasındaki 65 yıllık hayatında oluşturduğu teoriler birden aklına esmemiştir. Yaşadığı çağ, devrimler çağıdır. Her yıl bir yerlerde ayaklanma, isyan olmuş; bunlar askerlerin, polislerin bölgeye gönderilip halka ateş açmasıyla son
Değerli Rus yazar Galina Serebyakova'nın Fransız Devriminde Kadınlar isimli kitabı ne bir roman, ne öykü ne de bir öyküler toplamı, yani kısaca bildik anlamda edebi bir eser değildir. Fakat bu aynı zamanda katı metodolojik ve tarihsel yazım tekniğine bağlı bilimsel bir çalışma, tarihi bir inceleme de değildir. Bazıları bu türe kurgusal
Kitabın adı: Fransız Devriminde Kadınlar
Yazarın adı:Galina Serebryakova
Sayfa sayısı:168
Fransız devriminde kadınların rolü anlatılıyor. Kitabımızda 8 devrimci kadın üzerinden o dönemdeki kadın devrimcilerin hayat öyküleriyle o dönemdeki kadın mücadelesine ışık tutmaktadır.
Burada değinmeden geçemeyeceğim bir durum bulunmakta. Bu ise kadın mücadesini yine bir erillik üzerinden anlatması beni şahsen rahatsız etti. Elbette bu kitapta bahsi geçen tüm kadınlarda olmasa da kadın hareketlerinin içinde yer alan eril zihniyet ya da erkek egemen mücadeleden ziyade kadınların toplumdaki yer ve görevlerini değiştiren bir mücadele hikayesi okumak çok daha iyi olurdu.
yazarın tüm kitaplarında olduğu gibi bu kitapta oldukça akıcıdır.
Kitabımız 1789-1794 yıllarında Fransa'da yaşanan devrim olaylarını anlatıyor.
8 yaşındayken pek dindar bir sümsük tarafından tecavüze uğrayıp, fabrikaya işçi olarak satılan Peggy'nin yüreğinden lâzım bu dünyaya. Yaşadıklarına rağmen, yüreğindeki iyiliği kaybetmeyip, hasta olan John'a yemek çalarak iyileştirdiği için, işkenceye tâbi tutulan ve hastalanan, sonu yanmak olan Peggy'nin yüreğinden..
Güçlü olduğunuzu mu düşünüyorsunuz.? Yanılıyorsunuz.! Sadece, güçsüz gözükenler, güçlerinin farkında değiller.
''Güç'' dediğiniz şey, kontrolü elinizde olan ''beyninizi'' ''insan olma'' yolunda yönetebilmektir. Kendinizden zayıf olanları ezmek güç değil, acizliktir, korkaklıktır, hazımsızlıktır, gözü doymazlıktır.
Kendi doyumsuzlukları için, herkesi köleleştirmeyi hak görmektir.
Papağan gibi ezberletilen öğretilerin bir geçerliği olsaydı, dünyanın güllük gülistanlık olması gerekirdi.
''Ne alâka.?'' mı.? O alâka işte.!
*
Yazarın kaleminin gücüne hayran kaldım.
383 syf.
·
Puan vermedi
Karl Marx'ın lisenin son yıllarından başlayarak, Engels'in 1895'te 75 yaşında vefatına kadar geçen yaklaşık 65 yıllık dönemin özellikle Avrupa'daki siyasal, ekonomik, toplumsal dönüşüm ve değişimlerin detaylı olarak anlatıldığı 5 kitaplık biyografik bir nehir romanın son kitabı.
Bilimsel sosyalizmin kurucu teorisyeni Karl Marx ve ömrünün çok büyük bölümünü kendini "İkinci Keman" ve arkadaşı Karl Marx'ı "Birinci Keman" olarak nitelendiren ve Marx'ın teori çalışmalarını yapabilmesi uğruna maddi ve manevi anlamda kendini ona adayan Engels'in; çok yönlü mücadele tarihin epik bir anlatısı.
Sürgünler, yoksunluklar, ilticalar, acılara karşı zorlu bir mücadele ile birlikte sınıf kavramı üzerinden insanlığın tarihini diyalektik bir kuram ile açıklama çabası ve sonuçlarının ekonomik ve düşünsel sistemlere derin etkilerinin aşikarlığı belli bir yaşamın hikayesi.
Bu son kitapta Engels arkadaşı Marx'ın 65 yaşında 1883'te ölümünden sonra yarım kalan Kapital'in kalan son iki cildini Marx'ın el yazmalarından tamamlama çabası, İngiltere, Almanya, Fransa özelinde Sosyal Demokrat ve İşçi partilerinin nüvelerinin oluşması ile birlikte sosyalizmin daha geniş ölçekte yaygınlaştırılması, anlaşılması, bilinçlendirme faaliyetlerine hız verilmesi çalışmaları anlatılıyor.
Karl Marx ve Engels okumaları yapmayı düşünenlerin bu biyografik romanı önce okumalarını tavsiye ederim. Eserlerinin yazılış süreçlerini ve sebeplerini öğrenmeleri, okumaları kolaylaştırabilir.
İyi okumalar.
Ateşi Çalmak 1, benim için gerçekten büyüleyici bir kitap oldu. Hikayenin akıcılığı ve sürpriz dolu olay örgüsü beni kitaba bağladı. Karakterlerin derinlikleri ve iç dünyalarının detaylı bir şekilde işlenmesi de çok etkileyiciydi. Yazarın betimlemeleri sayesinde her sahneyi gözümde canlandırabildim. Kitabın temaları da oldukça güçlüydü, özellikle dostluk, cesaret ve adalet konularına değiniliyordu. Ayrıca, kitabın sonunda bıraktığı etki de beni hayran bıraktı. Tüm bu unsurlar bir araya gelince, Ateşi Çalmak 1 benim için unutulmaz bir okuma deneyimi oldu.
Sıra geldi 2. Cilte, umarım onu da severek okurum.
Tabi sayfa sayılırı fazla olduğu için gözüm başta korkmadı değil ama okuyoruz işte
Bence herkesin okuması gereken bir kitap
Saygılarımla
Karl Marx’ın hayatının roman-belgesel karışımı anlatıldığı serinin ilk cildi.
Marx’ın hayatı anlatılırken aynı zamanda Almanya, Fransa ve İngiltere deki emek-sermaye ortamları, bilgi ve düşüncenin ülkeden ülkeye göçü de anlatılmakta.
Bir yanda sanayi devriminin getirdiği zenginleşme ve sermaye kesimi, diğer yanda Fransız Devrimin getirdiği cumhuriyet, demokrasi, özgürleşme ve birey olma çabası içindeki yüzbinlerce ezilen insan.
Zenginleşen baronların, devlet denilen organizmayı muktedir güçlerin yönetmesini yani monarşinin yani krallıkların hakimiyeti ile sermaye gücünün mutlak iktidarda etkin olmasını istemeleri, diğer yanda sanayileşmenin getirdiği yaşam koşulları ile sanayi çarkında emeklerini ortaya koyan örgütsüz işçi kesimi, küçük üretici kesimi.
Bu koşullarda günlük 15-18 saatlere kadar varan emek gücü ile çalışan erkekler, kadınlar ve çocuklar. Ve bunların sosyal hayatları…
Yaşam koşullarının böylesine ağırlaşması ile evrilen düşünceler, örgütlenen düşüncelerin anlatıldığı, ön planda Marx’ın hayatı, arka planda kominizm tarihi ve haliyle karşısındaki liberalizmin de tarihini içeren zaman zaman bilimi de sorgulatan bir kitap.
Bilimin gelişmesi ile makineleşmenin getirdiği modernlikle işsiz kalan insanların dramları. Diğer yanda zenginleşmenin getirdiği semirilme ve sınıfsal çelişkinin büyümesi…
Okudukça akıp giden bir kitap.
Kitabın adı: Fransız Devriminde Kadınlar
Yazarın adı:Galina Serebryakova
Sayfa sayısı:168
Kirabımızda 1790'lı yıllarda kadınların devrim için çabalamaları var . Kadınların bir kısmı başardım diyecekken birden yıkıldığını fark ederler üzülürler.
Polisle başları belaya girer.
Fransız devriminde kadın hareketi henüz çok zayıftı. Hiçbirşey mükemmel değildi. Halkın kadınların mücadelesi devrimi hızlandırdı başardılar mı dersiniz
545 syf.
·
Puan vermedi
Marx,
Engels,
Bakunin,
Blanqui,
Lamartine,
3.Napolyon
ve diğerleri...
Fransa,
Almanya,
Avusturya,
İngiltere,
Rusya...
1848 Devrimi( 2. Fransa Cumhuriyeti)
Karşıdevrim, komplolar, barikatlar, onbinlerce ölü...
Marx'ın biyografisinin bu ikinci kitabında Avrupa'daki işçi sınıfı ile monarşistler, burjuvazi, soylular arasındaki devam eden mücadele iyice sertleşiyor, 1848 Fransız- Şubat Devrimi'ni Cumhuriyet lehine kazanan işçi sınıfı; kazançlarını Lamaetine ve diğer bazı Geçici Ulusal Meclis'in üyelerinin ayak oyunları ile kaybetme eşiğine geliyor. Avrupa'nın diğer monarşi ile yönetilen ülkelerinde Cumhuriyet lehine mücadeleler tahkikatlar, tutuklamalar, Marx'ın Köln'de arkadaşlarıyla kurduğu mücadelenin basın organı Yeni Ren gazetesinin sürekli taciz edilmesi, gerici ve statükocu karşıdevrimin yükselen gücü ile birlikte eritilmeye çalışılıyor.
Marx, Engels ve arkadaşları yine sürgünlerle, tutuklamalarla sindirilmeye ve ekonomik zorluklarla mücadele ettirilmeye zorlanıyorlar.
Yazarın birçok ülkede yaptığı derin araştırmalarının sonucu olarak bilimsel sosyalizmin kurucu teorisyeni Marx merkezde olmak üzere arkadaşları ile birlikte yaptığı ayrıntılı mücadelenin biyografisi, dönemin Avrupa koşullarının derin gözlem ve analizlerinin de katılmasıyla zengin bir tarihi anlatım ortaya çıkmış.
İyi okumalar...
Kitapta bir yanda 1850 lerden 1860 ların ortasına kadar Avrupanın ve Amerikanın siyasi ve sosyal tarihi anlatılırken diğer yanda Karl Marx ve ailesinin hayatı, Karl Marx ve Engels’in ortak çalışmaları, Mihail Bakunin’in Rusya’daki hapishane hayatı anlatılmaktadır.
1848 Fransız iç çatışmasından sonra işçi örgütlenmeleri ve mücadelesinde bir gerileme görülür ve Marx ailesi ile İngiltere’ye taşınır.
Marx’ın teorik araştırmaları ve çalışmaları için Londra Kütüphanesi tam bir bilgi cennetidir. Darwin’in evrim çalışmalarından, Hint Felsefesine kadar araştırmalarını burada sürdürür. Ancak sosyal hayatında gerek ekonomik darlık gerekse sağlık koşullarının iyi gitmemesi üç çocuğunu kaybetmesine neden olur.
Avrupa’da köşe yazarlığı konusunda iş bulamayan Marx,Amerika’da günlük bir gazete de yazılar yazar. Amerikan iç savaşı sürecinde Güneylilerin köleliği savunmaları nedeni ile Kuzeylilerden ve köleliğin kaldırılmasından yana tavır alır.
Siyahların köle olarak yaftalanması emek değerine vurulan en büyük darbelerdendir görüşünü benimser.
Tutuklanıp Hapse atılan Mihail Bakunin I. Nikolay’a af mektupları yazar. Cezası indirilip Sibirya’ya sürülen Bakunin, sürgün yerinden kaçar.
Avrupa’da gerileyen işçi örgütlenmeleri tekrar hız kazanır.
Bir kitabı elimize ilk aldığımızda nasıl bir emeğin ürünü olarak ortaya çıktığını pek de düşünmeyiz. Ne kadar çok işçinin ellerinin hüneri ve gözlerinin nuruyla gelip konuk oluvermiştir dünyamıza, merak etmeyiz çok kez. Buram buram kâğıt kokusunu içimize çektiğimizde dünyamıza neler sunacak, neler katacak bilmeyiz henüz. Kitapların hepsi benzer
1849-1864 yılları arasını anlatan 3.cilt Karl Marx’a daha fazla odaklanmış durumda. İlk iki cilt, dönemin Avrupa ve toplumsal yapısını gösterebilmek adına tarihe odaklı ilerliyordu. Ama Sınamalar alt başlıklı bu cilt, Karl Marx ve Friedrich Engels’in İngiltere’de yaşadıklarını anlatıyor. Özellikle ve öncelikle Marx’ın ve ailesinin çektiği sıkıntılar ön planda ve beni çok etkiledi.
Bu ciltte, Marx’ın özel hayatı ön planda. Eşi Jenny’nin geçirdiği çiçek hastalığı, çocuklarının ölümü, yaşadığı ekonomik bunalım…Marx’ı çok iyi tanımamıza yardımcı oluyor.
Ateşi Çalmak serisinin dördüncü cildi 1865-1883 yılları arasını anlatıyor. Aslında Karl Marx ölümüyle yani 1883 ile nehir romanın ana konusu tamamlanıyor. Fakat Friedrich Engels’in devam çalışmaları var. Sanırım onlar ve Marx sonrası, son ciltte olacak.
Dördüncü cilt, Yaşamın Doruğu kitap alt başlığıyla verilmiş. Bu ciltte Enternasyonalin ülkelerde tutunması üzerinde durulurken özellikle farklı fikirlerin çürütülmesi ve birleşmeler ile işçilerin birliğine odaklanılmış. Bir de Marx’ın Kapital kitabının tamamlanma ve yayılma süreci işlenmiş.
Marx’ın değişik hastalıkları var ve ara ara yokluyor zaten. Ancak karısının ölümü onu çok derinden etkiliyor. Ardından kızı da ölünce Marx da yatağa düşüyor ve tüm hastalıkları nüksediyor. Dolayısıyla kurtulamıyor.
Dünyayı derinden etkilemiş ve hala etkilemeye devam eden Karl Marx ‘ın hayatı, benim için çok önemliydi. Tabi kurgusal olarak yüzde yüz doğru demek ne kadar doğru bilmiyorum. Ancak çok önemli ve çok büyük bir iş başarmış yazar! Marx’ı kurgusal bir metinde okuyup tanımak, çok önemli bence. Ders kitabı bilgileriyle ancak soğursunuz okuduklarınızdan..
5 kitaplık Ateşi Çalmak nehir romanının ikinci cildi, “Fırtınanın Ortasında” alt başlığıyla verilmiş. Bu cilt hemen hemen 1848’e odaklanmış. Avrupa, ekonomik bunalımda ve yoksulluk ile işsizlik insanları kırıp geçirmektedir. Bunlar da halk ayaklanmalarına neden olmaktadır.
İşte bu ortama fikirleriyle baş kaldıran Marx ve Engels, 1848’de Komünist Manifesto’yu yayımlar. Ardından Komünizm içeriğiyle kurulan birlikler de Komünist Parti olarak ismini değiştirir. Önce Fransa’da halk devrim için ayaklanır fakat burjuvazi tekrar duruma hakim olur. Sonra Almanya’da halk ayaklanır ama bu da başarısız olur. Bu sırada Marx ve Engels, işçileri Komünist felsefe etrafında birleştirmeye çalışmaktadır. Bunun da tek yolu gazete çıkarmaktır. Fikirleri dolayısıyla ülke ülke ve şehir şehir gezmek zorunda kalır..
Burada gördüğüm ve dikkatimi çeken en önemli şey, monarşinin yıkılması 1. Dünya Savaşı ile olmamış! Monarşi, 1789 Fransız Devrimi ile sallanmaya başlamış ve 1800’ler boyunca Avrupa’da halk, krallara (yani işsizlik ve yoksulluğa) karşı isyan etmiştir. Soykırıma varan korkunç katliamlar yaşanmıştır. 1. Dünya Savaşı ise krallıkların gücünü madden ve manen bitirdiği için cumhuriyetlere geçilmiştir.
