Gaye Boralıoğlu

Gaye BoralıoğluDünyadan Aşağı yazarı
Yazar
7.9/10
335 Kişi
1.141
Okunma
66
Beğeni
5,4bin
Görüntülenme

Hakkında

Tam adı Jülide Gaye Boralıoğlu olan yazar, Gönül ve Güneş Boralıoğlu’nun kızı olarak 22 Ekim 1963’te İstanbul’da dünyaya geldi. 1980’de Ataköy Lisesi’ni bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden 1984’te mezun oldu. Yüksek lisansını yine aynı bölümden Sistematik Felsefe ve Mantık alanındaki çalışmasıyla 1986’da aldı. Gazeteci, reklam yazarı ve senaryo yazarı olarak çalışan yazar, ağırlıklı olarak senarist kimliği ile tanınmaktadır. 1999’da Atıf Yılmaz yönetmenliğinde gösterime giren “Eylül Fırtınası”nın senaristliğini üstlenen Boralıoğlu, bu deneyiminden sonra televizyonun senaryo yazarına daha fazla kontrol imkanı verdiği düşüncesiyle, televizyon dizileri için yazmaya ağırlık verdi. Çeşitli kanallarda yüksek reytinglerle yayınlanan “Bir İstanbul Masalı”, “Hırsız-Polis”, “Üzgünüm Leyla”, “Zerda”, “Bıçak Sırtı,” “Bir Çocuk Sevdim” ve “Kapalıçarşı” gibi dizilerin senaryolarını yazdı. Eğitim seviyesi birbirinden çok farklı, geniş bir kitleye hitap edecek derinlikli senaryolar yazmanın kendisi için öncelikli olduğunu belirten yazar, aynı zamanda Senaryo Yazarları Derneği’nin (SEN-DER) kurucularındandır. Hepsi Hikâye, Meçhul, Aksak Ritim isimli üç eseri bulunmaktadır. On bir öyküden oluşan ilk eseri Hepsi Hikâye, Ekim 2001’de yayımlanmıştır. İsimsiz, tek bir kadın karakterin ağzından yazılmış bu öyküler, bu karakterin gündelik hayatla, yetişkin olma durumuyla, ilişkilerle ve kendine çizilmiş kimlik sınırlarıyla baş edemeyişini, absürde kayan bir mizah ile konu edinir. Hepsi Hikâye, Boralıoğlu’nun yeni dönem eserleri Meçhul ve Aksak Ritim’den farklı olarak görece iyi eğitim görmüş, orta gelir düzeyinde bir karaktere odaklanır. Meçhul ve Aksak Ritim, toplumun alt sosyo-ekonomik düzeyini oluşturan varoşlardaki akıllı ve çekici bireylerin bu özellikleri dolayısıyla içinde yaşadıkları topluluklar tarafından cezalandırmalarını konu edinir. Mart 2004’te yayımlanan Meçhul, Gaye Boralıoğlu’nun yakın arkadaşı ünlü fotoğrafçı Manuel Çıtak’ın 24 fotoğrafından yola çıkılarak soruların metne dökülmediği bir röportaj formunda yazılmıştır. Bu fotoğraflarda yer almayan, varoşlarda yoksulluk içinde büyümüş ve bir gün gizemli bir şekilde ortadan kaybolmuş İbrahim’i bulmak amacıyla yola çıkan iki gazetecinin İbrahim’in yakınları ile yaptığı hiç yayımlanmamış röportajlarından oluşur. İbrahim karakterine yakınları ve tanıdıklarının yüklediği doğaüstü özellikler itibariyle büyülü gerçekçiliğe, romanın başındaki “bulunmuş metin” takdimindeki dil itibariyle de masala yaklaşır. İbrahim’in uğradığı tacizler üzerinden ele alınan cinselliği, bastırılmış eşcinsel karakterlerin kurbanı olarak dışlanması ve içine karışmaya çalıştığı her topluluk tarafından cezalandırılması dolayısıyla da bir melodram olarak da okunabilir. Nisan 2004’te Selda Asal tarafından sanatçılara kendi sergilerini açabilme ve disiplinlerarası ortak sanat projeleri gerçekleştirebilme şansı vermek amacıyla kurulmuş Apartman Projesi’yle ortak olarak gerçekleştirilen bir etkinlik kapsamında Meçhul’de yer alan fotoğraflar Asmalımescit’te on beş gün boyunca projeksiyonla sergilenmiş, Zuhal Olcay ve Altan Erkekli ziyaretçilere kitaptan bölümler okumuştur. 2009 Ekim’inde yayımlanan ve yine varoşlardan bir karakterin, on beş yaşındaki çiçekçi çingene Güldane’nin öyküsünü anlatan Aksak Ritim, Güldane’nin kendi cinselliğini keşfetmesini ve taksi şoförü Halil ile yaşadığı aşk/nefret ilişkisini konu edinir. Ölüm, kaza gibi konulara yaklaşımında büyülü gerçekçilik öğeleri barındıran roman, Güldane’nin cinselliğinin kontrolünü mahallenin genç erkeklerine düzenlediği mum ışığında soyunma gösterisi ile kendi eline alması açısından Meçhul’den farklılaşır. Ancak bu sefer de Güldane farkındalığının kurbanı olur, Meçhul’deki İbrahim gibi güzelliği, çekiciliği ve en önemlisi de aklıyla içinde yaşadığı topluluktan farklı olduğu için yine o topluluk tarafından yok edilir. Aksak Ritim, Notre Dame de Sion tarafından 2011 yılında Edebiyat Ödülü Mansiyonu’na layık görülmüştür.
Unvan:
Türk gazeteci, reklam yazarı ve ve senarist.
Doğum:
İstanbul, 22 Ekim 1963

Okurlar

66 okur beğendi.
1.141 okur okudu.
14 okur okuyor.
515 okur okuyacak.
7 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Çünkü yalın gerçek çekilmez bir şeydir, edebiyat gerçeğe katlanmak için vardır.
Sayfa 272 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Kurumuş bir yaprak gibi dünyadan aşağı düşüyorum.
Sayfa 257 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bunca yoksulluğun ve kötülüğün ortasında insan felaketi unutarak niye umutlanır?
Sayfa 228 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
İnsanoğlunun ne acayip bir tabiatı var ki bazı şeylerin kıymetini ancak onları kaybettiğinde anlıyor. Her zaman yanında olana, el altındakine karşı daima ihmalkâr ve hoyrat…
Sayfa 201 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Ben orada onun istediği kadar vardım istediği sürece ve istediği şekilde vardım, yani aslında yoktum.
Sayfa 172 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Bazen birkaç kelime insana acısını unutturur, pek anlamlı olmasa da.
Mübarek Kadınlar
Mübarek Kadınlar
okuduğun senin hikayendir..
Marx'ın Kapita'in önsözünde dile getirdigi "anlatılan senin hikayendir" cümlesinin esası Latin șair Horatius'a ait ve şöyle: "Ne gülüyorsun: İsimleri değiştir, anlatılan senin hikáyendir.
Gaye Boralıoğlu
Gaye Boralıoğlu
Reklam
"Ne varsa onu görüyorum"
Ne görüyorsun, diye sordu. Ağaçları, evleri, arabaları, gökyüzünü görüyorum dedim.
Meçhul
Meçhul

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
139 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
12.Türkan Saylan Sanat Ödülü Alametler Kitabı'nın
Gaye Boralıoğlu ile Dünya'dan Aşağı kitabıyla tanışmış ve çok sevmiştim. Yeni kitabı Alâmetler Kitabı ile bir kez daha buluştuk ve çok keyifle okudum yine kendisini. Umarım okuyucusu bol olur kitabın keza ben herkese şiddetle tavsiye ediyorum. Kitap on dört güzel öyküden oluşuyor. Hepsi birbirinden dokunaklı ve hayatın içinden öyküler. Kimi okurken içinizde ince bir sızı bırakıyor, kimi gülümsetiyor, kimi kahkaha attırıyor, kimi bu kadar da olmaz dedirtiyor, kimi sonunda gözünüzde bir damla yaşla uğurluyor ama sonuçta hepsi son noktada insan olmanın hallerinde birleşiyor. Öykülerin çoğunun çıkış noktası toplumda birlikte yaşadığımız insanlar ya da yakın zamanda tanıklık ettiğimiz olaylar. Yaşandığı anda hepimizi feveran ettiren, akabinde balık hafızalarımızdan sildiğimiz olaylar. Her bir öykü kendisinden uzun uzun bahsettirecek üzerine düşünülüp, konuşulacak öyküler. Yaşadığımız dünyada içinden çıkılamayacak kadar kötü, absürd, kaotik durumlarla karşılaştığımızda hep deriz ya "Kıyamet alâmetleri bunlar" diye . Aslında bizler birbirimizin kıyametiyiz yaşadığımız bu dünyada. Gaye Boralıoğlu her bir öyküde bu alâmetlerden birine parmak basıyor işte. Duru anlatımı, akıcı diliyle, insanlığın gidişatının peşine düşen öykülerle buluşmak için mutlaka Alâmetler Kitabı'nı okuyun. Son olarak kitaptan bir alıntı ile bitirmek isterim. "Her insan kendi hikayesi ile gelir dünyaya. Hayat o hikayeyi büyütür." Keyifle okuyun.
Alâmetler Kitabı
Alâmetler KitabıGaye Boralıoğlu · İletişim Yayınları · 2021157 okunma
275 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Dünyadan Aşağı
Gaye Boralıoğlu'nun Dünyadan Aşağı adlı kitabı uzun zamandır takip ettiğim ve okumak istediğim bir kitaptı, çok şükür okudum. Garip bir şekilde bu kitaba karşı daha okumadan önce bir çekim hissediyordum ki ,okumaya başlayınca, kitaptaki hikayenin benim doğup büyüdüğüm yer olan İstanbul'un en eski ve en kozmopolit yerleşim yerlerinden olan
Dünyadan Aşağı
Dünyadan AşağıGaye Boralıoğlu · İletişim Yayınları · 2018598 okunma
274 syf.
6/10 puan verdi
·
34 saatte okudu
Arkadaşımın şiddetli tavsiyesi üzerine alıp okuduğum ilk Gaye Boralıoğlu kitabı. Kitap sürprizlerle dolu bir sona doğru sıkmadan akıp gidiyor. Bolca soru soruyor, sorgulatıyor. Bir cehennem düşüncesidir ki hiç yakasını bırakmıyor zaten baş karakterimiz Hilmi Aydın'ın. Ve kapanmayan yaralarla dolu bir baba oğul ilişkisinin bir hayatın akışını nasıl değiştirebileceğini seyrediyoruz nasıl savurabilecegini ordan oraya. 'Bir çocuğu kemiren ya bir babadır ya da yokluğu' Nasıl sevmeyi bilmiyoruz onu vuruyor yüzümüze. Her şeye rağmen bir babayı sevme ve bir baba tarafından sevilme isteğinin feryadı diyebiliriz belki bu kitap için.
Dünyadan Aşağı
Dünyadan AşağıGaye Boralıoğlu · İletişim Yayınları · 2018598 okunma