1938 yılında Denizli’nin Acıpayam ilçesinde doğdu.Zehra ve İbrahim Azak’ın oğlu.Denizli Lisesi ve Güzel Sanatlar Akademisi’nin yüksek mimarlık bölümünde okudu.1961 yılında Hür Vatan gazetesinde grafiker olarak gazeteciliğe başladı.Yeni İstanbul, Babıali’de Sabah,Yeni Asya, Tercüman ve Türkiye gazetelerinde çalıştı.Evli ve iki çocuk babası.
Eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar, eski Başbakan Adnan Menderes, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idam kararları oy birliğiyle alındı. Bayar hakkındaki idam kararı kararı, yaş haddi nedeniyle müebbet hapse çevrildi.
42 kilo kaybetmiştir Adnan MENDERES.
27 Mayıs cuntasının akıl almaz iftiralar ve linç kampanyası eşliğinde iktidardan ettiği Başbakan Menderes ile ilgili şok dosya açılıyor. Ele geçirilen belgeler, idamı öncesi Yassıada’da çeşitli işkencelere maruz bırakılan Menderes’in, milli irade düşmanları tarafından hücresinde dövüldüğünü ortaya koyuyor.
BİR SUBAYIN RAPORLARI
Askerlerin dövmesinden dolayı Menderes'in yüzünde oluşan morlukların Yassıada duruşmaları sırasında görülmesinden endişe eden cuntacılar, buna önlem almayı da ihmal etmemiş. İstihbaratçı Yarbay Aka, geçtiği durum raporlarından birinde 'Sabık Başvekil'in yüzündeki morlukların acilen kapatılacağını ve Menderes'in Yassıada duruşmalarına 'normal' şekilde yetiştirileceğini müjdeliyor. Aka, "Sabık Başvekilin yüzünde oluşan morluklar mahkeme süresince tedavi edilerek mahkemeye hazır vaziyette intikal edecektir. Saygılarımızla arz olunur efendim" diyor.
HAP VER UYUT
Yarbay Necip Aka'nın, Milli Birlik Komitesi'ne 17 Ekim'de gönderdiği bir rapor ise Başbakan Adnan Menderes'e yapılan işkencelerin dayaktan ibaret olmadığını gösteriyor. Menderes'in okuduğu dini kitaplara el konulurken, gazete ve dergilere ulaşması da engelleniyor.
Ortadoğu ile hesaplaşmaya kalkanların hâli ortada .Ne bu coğrafyaları tanıyorlar ne de bu coğrafyalarda binlerce yılda oluşmuş kültürleri. Sadece Vietnam’da dünyanin en öldürücü ülkeleri (İngiltere,Amerika,Fransa)üst üste yenilgiye uğradı.Zafer her defasında yarı aç insanların oldu.Neden ?
Çünkü bilenmiş yoksulları alt edebilecek silâh henüz keşfedilmedi..
Ressam İbrahim Çallı’nın hayatını konu alan bu kitaba, eski dolabımda,kalem ararken rastladım.Kitap hakkında bir elin parmağını geçmeyecek kadar yapılmış incelemeyi okuyup,bir inceleme de ben eklemeye karar verdim.
Nitekim kitabı okudum.İçerisinde ki nutukları süzgeçleyip payıma düşeni aldım.Ve İzzet Günay’ın Türkan Şoray’a söylediği o meşhur sözü zikrettim.
-Çok eskiden rastlaşacaktık…
Bir çok satırın altını çizdiğim bu kitabı okurken, kâh gururlandım,kâh güldüm,düşündüm.Ve ve en önemlisi sanatın lügatımdaki karşılığını yeniledim.Osmanlı’nın son dönemlerinde ayak gezdirip,ötesini berisini tahlil etme imkânı buldum.
Kitap, ünlü ressam İbrahim Çallı’nın dilinden anlatılıyormuş gibi yazılmış. Yazarın akıcı anlatımıyla hiç sıkılmadan merakla okudum.Hatta sinemaya uyarlanabilecek bir konusu olduğunu düşünüyorum. Gücüm yetse izlemeye değer bir film çekmiş olurdum.Eli cebinde fukara hayallerimi, beynimde bir müddet gezindirdim ve sonra..,buradayım, hakettiği değeri alamadığını düşündüğüm bu kitabı birileriyle tanıştırırım umuduyla yazıyorum.Kesinlikle okuyun :)
Herkese selamlar, herkese merhabalar...
Bu günkü kitabımız Çallı. Namı diğer Çallı'lı İbrahim.
Denizli'li olan İbrahim bir gün komşu köyüne düğüne gider ve düğünlerde alkol olmazsa olmazdır. Düğünde hemşehri kız Ümmühan dillere destan bir dans ve eder geceye doğru herkes kafayı bulur artık evli evine, köylü köyünedir. İbrahim ve iki