''O gün Başbakan,- bugün Cumhurbaşkanımız- Başı kıble gören insanlardan bize zarar gelmez Ahmet Bey, 'o kadar da endişeli olma' şeklinde iletince, ben, meselenin benim için kapandığını, artık bundan sonra bizim Cemaat'in aleyhinde herhangi bir faaliyette bulunma şansımızın olmadığını düşündüm.''
''Tayyip Erdoğan, 'başı kıble gören' insanlardan en başından itibaren uzun yıllar boyunca tereddüt etmedi, onlara samimi bulduğu inançları, sağlam gördüğü imanları sebebiyle güvendi
''Siyasi hayatının en büyük ihanetini de onlardan gördü. Bu ihanetin farkına varılması o kadar uzun zaman almıştır ki, kendisi de devlet de çok ağır bedel ödedi.''
''Başörtülü diye asker analarının orduevi kapılarından çevrildiği günlerdi.
Sorduğumuz soruyu hatırlayalım: Erdoğan'ı denize düşüren neydi?
Acaba askerler, Abdullah Gül, Bülent Arınç, Daha sonra Tayyip Erdoğan'a bu şekilde tavırlar alırlarken devlet içinde kırk yıldır örgütlenmiş bulunan Cemaat kadroları ne yapıyordu?
Bugün anlıyoruz ki, ellerini ovuşturuyor, Ak parti kadrolarının kucaklarına düşmesini bekliyorlardı.''
''Peki 1990'larda o sınavlara girip bugün subay ve kurmay subay olan pek çok rütbelinin durumu nedir? bunlar kaç kişidir? Levent Türkkan'ın tahmini şöyle:
''Benim şahsi kanaatim 1990'lı yıllardan bu yana sınavla okullardan gelen ve orduya alınan subayların yüzde 60-70'i cemaatçidir. Genelde cemaatçi olan subaylar kurmay subaylardır.''
Türkiye'yle tarihdaşlık, eşit yurttaşlık zemininde tam entegrasyon pkk yönetimine yetmiyor, örgüt kendine devlet arıyorsa durum farklıdır. Türkiye Cumhuriyeti, Ürdün gibi Suudi Arabistan gibi veya Irak yada Suriye gibi emperyal güçlerin lütfettiği bir devlet değil. Keçecizade Fuat Paşa'nın, kendisine ''Girit'i bize kaç liraya satarsınız?'' diye soran Batılı diplomata verdiği cevap meşhurdur: ''Aldığımız fiyata''