Yazar 1970 yılında Van'da dünyaya geldi. İlk, orta ve lise tahsilini Adana'da tamamladı. 1992 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesini kazandı. Bu yıllarda amotör olarak çıkardığı "Genç Ses" isimli öğrenci dergisinde yazı ve makaleler kaeleme aldı. 2003 yılında ilk kitabı olan "Aşk Zamanı" 2008 yıllında "Giyotindeki Şizofren" adlı kiyapları yayınlandı. İki erkek ve bir kız çocuk babası olan Habbap Çetin Akdeniz halen İstanbul'da iakmet ediyor.
Ahsen ve Yusuf..
Tanışmaların lise sıralarında, iş yerlerindeki gibi sıradan olmadığı bir kitaptı. Birkaç yazım hatası vardı tabii ama akıcılık bunu görünmez kıldı.
Özellikle bu çağda tanışıklıkların imkansız olduğu bir yerdir cami. İki gencin Fatih Cami'sinde tanıştığı, birbirinin dış görünüşlerinden değil de; Yusuf'un Kur'an-ı Kerim okumasından, Ahsen'in başörtüsünden etkilendikleri gerçeği. Daha sonrasında olayların Ahsen dışında gerçekleşmesi halinde koca bir hasret hikayesi. Ahsen'in secdeye oturmaktan, dualar etmekten ayaklarının uyuştuğu bir tutku.
Ve sonuç;
Sen de kalbimin düştüğü yerde misin Yusuf'um?
Habbab Çetin Akdeniz araştırma yapmak için gittiği Pakistanda sebepsiz ve suçsuz olduğu halde 173 gün hapis yatması ve orada sadece Müslüman olduğu için aylarca en ağır işkencelerden geçen Müslümanlar...
Dünyanın her bir yanına demokrasi(!) getiren amerika ve onun uşağı olmuş pakistan askerleri tek suçu müslüman olan kardeşlerimize yaptığı zulüm...
Filistin askısı, suda boğma, elektrik verme, ayaklarının derileri parça parça olup yer deriler ve et parçalarıyla dolana kadar budaklı sopalar ile işkence.....
Cop, zincir, kırbaç ve elektrik seslerinin Ağlamanın, yeminlerin, çığlıkların ve tekbir seslerini bastırdığı işkencehaneler...
Karnındaki bebeği düşene kadar işkence ve canlı canlı timsaha yem olma...
"Batılılardan nefret ediyorum, Amerika’dan nefret ediyorum; ama daha çok Amerika’nın vicdanına sığınan müslümanlardan nefret ediyorum.” (Şehid Seyyid Kutub)
Ne diyeceğimi bilemiyorum. Bu satırları gözü yaşlı bir halde, ümmetin çaresizliğini ve Müslüman kardeşlerimizin çektiği eziyetleri okurken neler çektiklerini hissederken yazıyorum. Allah kendi kardeşine karşı kafirden daha zalim davranan bu Müslüman görünümlü hükümetleri helak etsin, zelil etsin; laneti o münafıkların üzerine olsun.
Bunları derken bir yandan da yaşantıma bakıyorum da okuduklarım karşısında ne kadar etkilendiğimi görmeye çalışıyorum. Sonra hiçbir etki olmadığını görünce daha da çok üzülüyorum.
Eğer saçma sapan dizilerden ve kurgu romanlardaki olaylardan dolayı ağlamaktan bıktıysanız alın size gerçek bir hikayeden, hem de ağlamanızı gerektiren bir hikayeden oluşan kitap… okuyun ve kardeşlerinizin neler yaşadığını görün.