Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Halid Muhammed Halid

9.1/10
104 Kişi
409
Okunma
15
Beğeni
4.212
Görüntülenme

Halid Muhammed Halid Sözleri ve Alıntıları

Halid Muhammed Halid sözleri ve alıntılarını, Halid Muhammed Halid kitap alıntılarını, Halid Muhammed Halid en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Ben en çok, Allah'ı bilip tanıdığı hâlde O'na asi olan, şeytanı bilip tanıdığı hâlde ona tâbi olan ve dünyanın gerçek yüzünü bildiği hâlde ona gönül verip meyleden kimseye şaşarım...!!”
Reklam
07.35
"Şunu da bil ki, ölümden korkan, fırsatları kaçırmaktan da korkar."
BİLAL b. REBAH (Korkularla Alay Eden Yiğit)
Son ezanı, Hz. Ömer'in hilafeti sırasında halkın Ömer'den Bilal'in bir vakit olsun ezan okumasını istemeleriyle, okudu Halife, Bilal'ı çağırmış, namaz vaktinin geldiğini söylemiş ve ezan okumasını istemişti. Bilal çıkmış ve ezan okumuş tu. Bütün sahâbe ağlamış, adeta Resûlullah'ın devrini tekrar yaşamışlardı, Bilal'in ezanıyla... Daha önce hiç ağlamadıkları şekilde ağladılar. Halife Ömer (r.a.) en çok ağlayandı. Bilal, Şam'da Allah yolunda İslâm sınırlarını koruma görevindeyken vefat etti.
Reklam
HUBEYB b. ADÎ "Çarmıha Gerilen Kahraman
Hubeyb kendini hurma ağacından yapılma çarmıha gerip bağladıklarında.. İşte o an yüzünü gökyüzüne doğru çevirerek yüce Rabbine şöyle bir duada bulunmuştu: “Allah’ım! Biz senin Resûlü’nün mesajını ilettik, sen de hemen ona bize yapılanları ilet.” Allah onun duasını kabul etti… Resûlullah (s.a.v.) Medine’deyken, ashabının zorluk içinde olduklarına dair kuvvetli bir his içine düştü. Ve ona onlardan birinin cesedinin asılı olduğu göründü. Hemen Mikdâd b. Amr ve Zübeyr b. Avvâm’ı çağırdı. Atlarına bindiler ve uçarcasına gittiler. Allah onları hedefledikleri yere ulaştırdı. Arkadaşları Hubeyb’in cesedini indirerek, onu nemli toprağıyla kucaklamayı bekleyen temiz bir yeryüzü parçasına götürdüler.
HUBEYB b. ADÎ "Çarmıha Gerilen Kahraman
Mızraklar saplanmaya ve kılıçlar etini parçalamaya başladılar. Bu sırada Kureyş’in ileri gelenlerinden biri ona yaklaşarak şöyle dedi: “Sen akrabalarının arasında sağ ve salim olup da, Muhammed’in şimdi senin yerindeolmasını arzu eder miydin?” Burada Hubeyb eşsiz bir şekilde bir fırtına gibi kükredi ve katillerine şöyle haykırdı: “Allah’a yemin olsun ki, ben akrabalarımın ve çocuklarımın arasında dünya nimeti ve sağlığıiçinde olup da Allah’ın Resûlü’ne bir dikenin batmasını dahi tercih etmem.”
ABDULLAH b. REVÂHA Ey Nefis! Ancak Şehâdetle Ölebilirsin..!
Abdullah b. Revâha, Bedir, Uhud, Hendek, Hudeybiye ve Hayber gibi tüm büyük savaşlara katılmış ve İslâm’ın zaferi için var gücüyle çarpışmıştı. “Ey nefis! Ancak öldürülerek ölürsün.” sözünü âdeta vird edinmişti... Müşriklere karşı da şu şiiri okuyordu: Ey kâfirler! Onun yolundan çekilin! Zira onun yolu tümüyle hayırdır..
UBÂDE b. SÂMİT Allah’ın Ordusunda Bir Komutan
Ubâde, ömrünün en hayırlı, en çok ve en bereketli günlerini Resûlullah ile beraber geçirmiş ilk İslâm büyüklerindendi. Ubâde gayrette pek çok insanı geçmiş ve malını da bu yolda kullanmış bir kişidir. İslâm’ı isteyerek kucaklamış, korkuya yer bırakmamıştır... Canını ve malını Allah’a satmıştır.
Reklam
Hazret-i Muhammed (s.a.v.)
"Gecenin son yarısında kalkar, abdest alır, her zaman olduğu gibi Rabbine yalvarır, ağlar, namaz kılar, yine ağlardı."
SAÎD b. ÂMİR Yırtık Elbiseler İçindeki Büyüklük
Hayber’in fethinden az önce müslüman olmuştu. Saîd, İslâm’la kucaklaştığı ve Resûlullah’a biat yaptığı andan itibaren hayatını, varlığını ve geleceğini tümüyle İslâm’a adamıştı. İtaat, zühd, alçakgönüllülük ve yücelik… İşte tüm bu büyük faziletler dost ve kardeş olarak bu temiz ve pâk insanda bulunmaktaydı.
HABBÂB b. ERET "Fedakarlık Sanatının Üstadı"
Bir gün Resûlullah (s.a.v.) ona uğradı. Kızgın demir yine başındaydı. Onu yakıp kavuruyordu. Kalbi şefkat ve hüzünle çarptı; fakat o an için elinden ne gelirdi ki? Hiçbir şey... Ancak ona sebat etmesini tavsiye edebilir ve onun için dua edebilirdi. İşte orada Resûlullah (s.a.v.) ellerini semaya kaldırarak şöyle niyaz etti: “Allah’ım! Habbâb’a yardım et.” Allah’ın takdirine bakınız ki, henüz birkaç gün geçmeden Ümmü Enmâr’a Hak katından peşin bir kısas geldi. Sanki kader onu ve öteki işkencecilere bir ültimatom göndermişti. İlginç nevrotik bir deliliğe duçar oldu. Tarihçilerin anlattıklarına göre, köpekler gibi ulumaya başladı..!Bunun üzerine ona deva olarak dediler ki: “Bunun, başının ateşle dağlanmasından başka çaresi yoktur!” Böylece kalın kafası, kızgın demirin dokunuşunun acısını yaşamaya başladı…
933 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.