Hamdi Döndüren

Hamdi DöndürenDelilleriyle İslâm İlmihali yazarı
Yazar
Derleyen
8.8/10
40 Kişi
181
Okunma
26
Beğeni
4.486
Görüntülenme

Hamdi Döndüren Gönderileri

Hamdi Döndüren kitaplarını, Hamdi Döndüren sözleri ve alıntılarını, Hamdi Döndüren yazarlarını, Hamdi Döndüren yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ebûssuud Efendi kendi döneminde narh uygulaması ile ilgili olarak şöyle demiştir: "Zamanımızda eğer bir malın 100 liradan fazlaya satın alınmasını yasaklayan bir ferman sâdır olduğu halde, bir kimse 100 liralık mala 130 lira öder ve sahih bir muamele ile satın alırsa, yani az bir mala çok para öderse burada hile ve aldatma (tağrir) söz konusudur. Çünkü her ne kadar muamalenin kendisi mübah ise de hükümetin emir ve fermanına uymak vaciptir. " Ali Şafak, "İslâm Hukukunda Alış-verişte Kar Hadleri", yıllık, I, s. III.
Sayfa 296 - DEVLETİN FİYATLARA MÜDAHALESİ (NARH)Kitabı okuyor
Hz. Peygamber'in, ıslak buğdayın üzerine kurusunu yayan sahabeyi azarlaması, Hz. Ömer'in piyasada etin az olduğu bir sırada, bir kimsenin iki gün üst üste et aldığını görünce, onu kırbaçla dövdürmesi, taʼzir cezası niteliğindedir. bk. Müslim, Iman 164; Ebü Davud, Buyu' 50; Tirmizi, Buyu' 72; eş-Şorbaci, age, s. 139.
Sayfa 296 - DEVLETİN FİYATLARA MÜDAHALESİ (NARH)Kitabı okuyor
Reklam
(Çok aldanmaya karşı koruma altına alınan mallar) Vakıf malı:
Vakıf malının usulüne göre hakim tarafından karar verilse bile, yetim malında olduğu gibi çok aldanma ölçüsünde düşük bir fiyatla satılması halinde satım akdi batıl olur. Burada da çok aldanmanın hile ve aldatma ile birlikte bulunması şart değildir"
Sayfa 283 - AŞIRI VEYA FAHİŞ FİYATKitabı okuyor
(Çok aldanmaya karşı koruma altına alınan mallar) Yetim malı:
Yetimin mallarını yöneten veli veya vâsî yetime ait malı aşırı aldanma sayılan düşük bir bedelle satamayacağı gibi, yetim adına bu derece yüksek fiyatla da alım yapamaz. Aksi halde satım akdi yetim bakımından bâtıl olur. Burada satışta hile ve aldatmanın bulunup bulunmaması da sonucu değiştirmez. Hatta küçük, erginlik çağına girip icazet verse bile akit geçerlilik kazanamaz.
Sayfa 283 - AŞIRI VEYA FAHİŞ FİYATKitabı okuyor
Osmanlılarda bu (fahiş gabin) oranlar Mecelle'nin 165'nci maddesiyle kanunlaştırılmıştır. Maddenin sadeleşmiş şekli şöyledir: "Fahiş gabin; menkul mallarda yirmide bir, hayvanlarda onda bir ve gayri menkullerde beşte bir miktan ve daha çok aldanmaktır."
Sayfa 278 - AŞIRI VEYA FAHİŞ FİYATKitabı okuyor
Belh fakihlerinden Hanefi mezhebine bağlı Nusayr b. Yahya , satım akdine konu olan malların az veya çok tasarrufa uğra malarını göz önüne alarak fahiş gabni; gayri menkullerde % 20, hayvanlar da % 10 ve menkul eşyada % 5 olarak sınırlamış ve piyasa fiyatı aşılarak bu oranların üstünde bir fiyatla satışın fahiş gabin derecesinde olduğunu belirtmiştir. İbn Nüceym, el-Bahru'r-Räik, Mısır 1334, VII, 169.
Sayfa 278 - AŞIRI VEYA FAHİŞ FİYATKitabı okuyor
Reklam
Hanefilerin yaygın tarifine göre fahiş gabn; herhangi bir malı o malın fiyatı hakkında bilirkişilerin belirleyeceği fiyattan oldukça fazla bir fiyatla satma veya bu ölçüde düşük bir fiyatla satın almadır. Yesîr gabn ise; bu derece yüksek veya düşük olmayan, insanların aldanma saymakla birlikte müsamaha ile karşıladıkları bir bedelle satış yapmaktır.
Sayfa 277 - AŞIRI VEYA FAHİŞ FİYATKitabı okuyor
Gabn; fahiş (çok aldatma) ve yesîr (az aldatma) olmak üzere ikiye ayrılır.
Sayfa 276 - AŞIRI VEYA FAHİŞ FİYATKitabı okuyor
Gabn
Gabn; alış-verişte aldatmak, eksik vermek, saklamak, gizlemek, farkına varmamak gibi anlamlara gelir. Bir fıkıh terimi olarak gabn; alış-verişlerde, malın normal değerinin üstünde veya altında olmak üzere bedeller arasındaki eşitsizliği ifade eder. İslâm'da kâr için belli bir sınır konulmamakla birlikte alış-verişlerde yalan, hile, satılan malın ayıbını gizleme, malı kendisinde bulunmayan nitelikle övme yasaklanmıştır. Böylece alış-veriş yapanların hileli yollarla birbirini aldatması ve bu yolla malın çok yüksek veya çok düşük fiyatlarla satılması meşru görülmemiştir.
Sayfa 276 - AŞIRI VEYA FAHİŞ FİYATKitabı okuyor
İnfak (Harcama)
Malın elden çıkarılması ve ihtiyaç sahibine sarfedilmesi demektir. s-7
Reklam
Gayb
Beş duyunun algılama alanı dışında kalan ve insanın bilgi sınırını aşarı şeylerdir (İsfahani, Müfredat, III, 192). Gayba iman; öncelikle imânın altı esasını kapsar. Allah'a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe ve hayırla şerrin Allah'tan geldiğine inanmak gibi. s-6
Müteşâbih
Kur'an'da sözcük ve anlam bakımından yoruma elverişli olan ayetlere müteşabih denir. s-6
Doğru yol/Nimet verilenler/Gazaba uğrayanlar/Sapmışlar
Ayetteki doğru yol; İslam'ın aydınlık yolu, kendilerine nimet verilenler, peygamberler, sıd- dikler, şehitler, salihler ve onların yolunda gidenlerdir (Nisa, 4/69). Hadislerde, gazaba uğramışların Yahudiler, sapmışların ise Hristiyanlar olduğu nakledilmiştir (Tirmizi, Tefsir, 1; Maide, 5/60, 77). s-5
Din/hesap günü
Herkesin dünyada yaptığının karşılığını göreceği ahiret günüdür (bk. İnfitar, 82/17-19).
Rahman, Rahim
Her ikisi de rahmet (acıma) mastarından, Cenab-ı Hakk'ın mübalağa ifade eden birer sıfat ismidir. Rahman; çok merhamet eden, rahmeti her şeyi kuşatan, ihsanı her şeye yaygın olan ezeli rahmeti ifade eder. Bu, iyiye, kötüye, inanana ve kafire yaygındır. Bu sıfatın tecellisi, yağmur gibi her şeyin üzerine yağar ve güneş gibi her şeyi aydınlatır ve ısıtır. Rahîm de çok merhametli demektir. Fakat bu rahmet yaratıkların başlangıcından çok sonuçlarına, yani âhirette inananlara ait bir acımadır (Ragıb, Müfredat, "Rahmet" mad.). Yaygın tanıma göre, "Rahmân, bütün mahlükatı rahmetiyle yaratıp besleyen; Rahim ise ahirette inananlara lütfuyla cennet veren, küfür ehline de adaletiyle azab eden demektir (bk. Ahzab, 33/43). s-5
764 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.