''Kızına herhangi bir şey söylese, eğer konuşmayı en baştan yeniden yapsalar, o öğleden sonra yapmaya cesaret edemediği şekilde yontulmamış saf bir dürüstlükle konuşsalar, kızına koşmasını söylerdi. Hayatın ona bahşetmek üzere olduğu gözyaşları, ıstırap ve dayanılmaz acıdan, mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde koşarak kaçmasını söylerdi.''