"Devlet arşivleri bunca yıl sonra halâ neden gizli tutuluyor? Neden açılmıyor? Şeyh said'le, dersim'le ilgili arşivler halâ yasak. Neden? devletin tepelediği şakilerse, devletin tepelediği eşkiyaysa arşivler milletten niçin gizleniyor ki? "
Başbakan Erdoğandan edindiğim bazı izlenimlerimi dört yıl sonra şöyle özetleyebilirim:
Galiba büyükanıt paşanın gözünde askerî harekat daha çok kamuoyuna yönelik bir 'psikolojik harekattı' ama aynı zamanda hakiki bir manevra... Peki ya Şehitler? Yoksa yine 'söz konusu vatansa, gerisi teferruat mıydı?
Türkiye aralık ayı içinde Irak'a askerî operasyon yaptı. Gece vakti kandil bombalandı, asker karadan girdi kuzey Irak'a. Kamuoyunu heyecana getirmek ve operasyonu başarılı göstermek için asker tarafından psikolojik seferberlik yapıldı neredeyse. Operasyon sırasında genelkurmay başkanı olan, psikolojik savaş için düğmeye basan orgeneral yaşar büyükanıt emekli olduktan sonra 8 Mayıs 2009 da mehmet ali birand'a 32.günde şöyle diyecekti :
"Türk Silahlı Kuvvetlerinin tümü gitse kandili temizleyemez. "
"Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et... İlkinin acısını biran, vicdan azabı bir ömür boyu sürer, bağzı ideallar okadar değerlidir ki o yolda mağlup olmak bile zafer sayılır.
Bu dünyada bırakacağın en büyük miras 'Onur Ve Dürüstlüktür.'"
Kürtçeyi cumhuriyetin kuruluşundan beri hedef almış olan bütün bu engellerin temel insan haklarını çiğnediğini, insanlığa karşı suç oluşturduğunu, insanın kendi ana diliyle bağını koparmaya kalkışmanın gerçekten bir vahşet olduğu gün gelecek bu topraklarda da anlaşılacak.
"Bir zamanlar bağımsız, demokratik Kürdistan derdi, apo. Şimdi üniter devlete, demokratik cumhuriyete geldi. Hatta bugün kemalizmi övüyor. Nereden nereye? Apodaki bu değişim kafaları karıştırdı. O zaman bunca kan niye döküldü diye hesap soruluyor. "