Haşmet Babaoğlu, Türk gazeteci, yazar.
1955 yılında Bursa'da doğdu. İstanbul'da Anadolu yakasında çocukluk ve gençlik, Avrupa yakasında ise olgunluk çağını yaşadı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünden mezun oldu. Aynı üniversitede Siyaset Sosyolojisi yüksek lisansı yaptı. Akademik kariyer hülyası, serserilik sevdası, ansiklopedilere kapılanma derken kendini bir gün Noktadergisinde buldu. O günden bugüne gazeteci. Çeşitli dergilerde ve gazetelerde editörlük yaptı, şimdi köşe yazarı. Herkes Birbirine Sevgi Herkese Karşı (1998), Bekle Beni Gelmeyeceğim (2001), Rüyalarını Ver Bana (İthaki, 2003) ve Haydi Kıralım Hayallerimizi (ithaki, 2004) adlı kitapları bulunmaktadır.
Köşe yazarlığını Sabah gazetesinde sürdürmektedir. NTV'de bir klasik haline gelen 90 Dakika programında Fuat Akdağ, Mehmet Y. Yılmaz ve Hıncal Uluç ile birlikte spor yorumculuğu yaptı. ATV'de yayınlanan Yaşamdan Dakikalar adlı söyleşi programında Hincal Uluç, Sunay Akın, Nebil Özgentürk ile birlikte yorumculuk da yapmıştır.
'Yüreğinin sesini dinle' diyorlar, kulaklarımızı sağır edecek kadar gürültü varken, hızla oradan oraya koşuştururken ve onca kavga gürültü içinde gerçekten onu işitebilir miyiz?
O kadar çok altını çizdiğim cümle var ki..
Okurken düşündüren bir sürü kelime,
Her satırında kendimden çok şey buldum..Başucu kitabı yapılıp estikçe dönüp okunması gereken bir kitap.
Bir solukta okuyup bitirdiğim kitaplar arasında.. O kadar çok altını çizdiğim cümle var ki.. Resmen başucu kitabı olmalı. Dönüp dönüp yeniden okusanız da her okuduğunuzda sizi memnun etmeli ve bu kitap kesinlikle öyle..
Gece gece birden esti kitaplığimdan bir kitap seçtim. Ayraç bile kullanmadım. Elimde bir kalem satırların altını çize çize sanki iç sesim konuşuyormuş ben dinliyormuşum gibi...
Kitapta geçen; Bulaşıkları yıkarken içeceği çayı düşünen, çay içerken çocukların okulunu düşünen böyle böyle hayatı ıskalayan o kişi benim! Sevdiğiyle İstanbul'un uzak semtlerine huzur bulmak için gitmek isteyen ama yine sevdiğini "Yalnızlık Meleğiyle" aldatan o kadın benim!
Kendimi satır aralarına sıkışmış gibi hissettim. Bazı kitaplar insanın sesi gibi...
Kalemine sağlık Haşmet baba...