kağıdı açtığım anda cardan'ın öfkeli, kibirli el yazısıyla boş yer kalmayana dek karalandığını görüyorum. bazı yerlerde kalemin ucunu öyle bastırmış ki kağıdı yırtmış.
"jude," yazıyor, adımın öfkeyle karalanmış her biri yumruk etkisi yaratıyor.
nicasia yanılıyor. turnuvada perilerden biriymişim gibi başarı göstermeyi arzulamıyorum. kazanmak istiyorum. onların dengi olayım diye yanıp tutuşmuyorum.
asıl gönlümde yatan, hepsinin hakkından gelmek.
"Bir hocam vardı. Merhametten maraz doğar derdi. Merhametin bir tür acı çekme biçimi olduğuna, acının temelinde kötülük olduğuna ve dolayısıyla merhametin günah olduğuna beni inandırmak için elinden geleni yapmıştı. O zamanlar hocamın çok yaşlı ve acımasız olduğunu düşündüm. Belki öyleydi... yine de şimdi onun aynı zamanda haklı da olabileceğini düşünüyorum."