Yine Sevgili Peygamberimizin bildirdiğine göre insan ölünce sevap elde etme açısından yapıp ettikleri sona erer, sevap defteri kapanır. Ancak insanların yararlandığı bir hayır (sadaka-i cariye) işleyen, kendisinden yararlanılan bir ilim ortaya koyan ve hayır dua yapacak hayırlı bir evlât yetiştirmiş olan -yaşarken yapıyormuş gibi- sevap kazanmaya devam eder.
•Dul kadın ve kimsesiz çocuklar için bakım evleri açmak, öksüz bebeklere sütanne tutmak.
•Halkın alışverişte kandırılmaması için çarşı ve pazarlara ölçü ve tart âleti koymak.
• Hizmetçilerin, efendileri (patronlan) tarafından azarlanmalarını ve incinmelerini önlemek için kırdıkları eşyanın bedelini ödemek.
• Yoksul kızlara çeyizlerini
Peygamber Efendimiz farz namazlardan sonra en üstün namazın gece namazı/teheccüd olduğunu söylemiş, bir koyun sağacak kadar kısa süreli olsa bile gece namazı kılınmasının önemli olduğunu belirtmiştir.
Diğer yandan Sevgili Peygamberimiz "Allah rızası için şu dünyada bir cami bina eden kişiye Yüce Allah'ın cennette bunun bir benzeri bir ev bina edeceği" müjdesini veriyor.(Bkz. Müslim, Kitabü's- Salat,65.)
Üstelik Yüce Allah:
Kendi adıyla okumamızı istiyordu.(128.dipnot)
Bilenlerin bilmeyenlerden üstün olduğunu söylüyordu.
• Kendisinden gereği gibi sakınıp, yüce zatına sevgi ve saygı ile bağlı kalacakların ancak âlimler olabileceğini bildiriyordu.(130.dipnot)
• Cahillerden çekinmemiz, yüz çevirmemiz, cahillikten uzaklaşıp bilgi dünyasına açılmamız gerektiğini vurguluyordu.
İlmimizi-bilgimizi artırmamız için Kendisine dua etmemizi istiyordu. (132.) Bütün bu Kur'ani gerçekler meydanda iken müslümanların ilimde, öğretimde, eğitimde geri kalması doğru olur mu?