Hüseyin Yayman, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünden mezun oldu. Yüksek Lisansını Hacettepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde yaptı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde “Türkiye’nin İdari Reform Politiği” isimli doktora tez çalışmasıyla, Siyaset Bilimi ve kamu yönetimi Doktoru unvanını aldı. Kürt sorunuyla ilgili çalışmalarıyla bilinen Yayman, Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.
Ak Parti tarafından açıklanan ve barış sürecini yönetecek olan 63 kişilik Akil Adamlar listesine Akdeniz Bölgesinden girmiştir.
Bir zamanar hemen hemen bütün Kürtler, kendilerini Osmanlı imparatorluğu'nun Müslüman tebaasının bir parçası olarak görüyordu. Bu Kürtlerin büyük çoğunluğu, ayrı bir ulusal kimlik bir yana, ayrı bir etnik kimliğin bile farkında değildi. Ayrı bir Kürt kimliğinin bilincine varan bir avuç eğitimli Kürt'ün lobi faaliyetine ve kampanyasına karşın, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetine karşı ilk isyanlar özünde büyük ölçüde aşiret kaynaklı ve bölgeseldi. Türkiye Cumhuriyetinin egemen etnik çekirdeğinin 1930'larda zoraki asimilasyon çabası, Kürtler arasında ayrı bir etnisite farklılığının artmasına yol açtı.
Yurdumuzda ilk belediye idaresinin kurulması çalışmaları, Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1854-1856 yıllarında batı ülkeleri ile artan ilişkiler sonunda başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğunda belediyeler kuruluncaya kadar, belediye işleri vakıflar tarafından yerine getiriliyordu. Bu dönemde hükümet, belediye ve yargı işleri ile kadılar ilgileniyordu. Kadılar esnaf denetimi, narh (fiyat tespiti) işlerine de bakıyorlardı.
"Türklerle Kürtler bin senelik ortak din,ortak tarih ve ortak bir coğrafya neticesi olarak hem maddi, hem manevi surette birleşmişlerdir.Bugün ise ortak düşmanlar, ortak tehlikeler karşısında bulunuyorlar.Bu tehlikelerden ancak ortak bir azimle kurtulabilirler.O halde büyük bir kanaatle diyebiliriz ki bu iki milletin biribirini sevmesi her iki taraf için hem dini hem siyasi bir borçtur.Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa Türk değildir,Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa Kürt değildir."
"Hangi boyutundan ele alırsak alalım,bugün gelinen noktada Kürt sorunu Türkiye için hem sürdürülmesi hem de yönetilmesi zor bir mesele haline gelmiştir."