Aziz Nesin, ateist olduğuna inanıyordu. Tam manasıyla ateist gibi düşünemediği için... İslam’dan çıkmış, yeni bir yola girmiş, o yolda çok mücadele vermişti; fakat inançtan çok uzaklaştığı söylenemezdi.
Aziz Nesin, ateizme inanıyor olsa da ateist değildi. Pagan gibi yaşadı, müşrik gibi öldü. (Eğitim sadece halk için mi şart acaba? Bu konularda iddialı konuşanların, daha bu temel kavramları bile bilmemesi, kimin eksiği?) Hakkını teslim etmeli ki, Çetin Altan, daha iyi bir entelektüel olduğu için bu çelişkiyi yaşarken fark etti. Kendilerine ateist denemeyeceğini, pagan/müşrik olduklarını söyledi, yıllar yıllar önce...
Herkes bilmeyebilir, ama insanın öteki adı, alışkanlıktır. Bu yüzden olsa gerek, Aziz Nesin çağdaş Latin harflerine bile alışamamıştı, Kur’an alfabesiyle tutuyordu notlarını. Türkiye ilginç bir ülke: “En popüler ateist”inin el yazısı notlarını, takipçileri orijinalinden okuyamıyor, imam-hatipliler okuyabiliyor.
Ölümünden kısa süre önce, Aziz Nesin’in Yeni Yüzyıl gazetesindeki konuşmasını kesip saklamışım. Çünkü o söyleşide; “bir şey var” diyordu, evreni idare eden. (Türk usulü ateizm bu kadar oluyor, lütfen, anlayışla karşılayın.) Ama davasına leke sürdürmüyor, “o şey”in adına Tanrı demiyordu. Fakat ısrarla altını da çiziyordu bir noktanın: O neyse, “insan değil”di. Peki ya neydi?