İbrahim Dağılma

İbrahim DağılmaAmentü Gençler İçin yazarı
Yazar
10.0/10
5 Kişi
131
Okunma
6
Beğeni
3.069
Görüntülenme

İbrahim Dağılma Sözleri ve Alıntıları

İbrahim Dağılma sözleri ve alıntılarını, İbrahim Dağılma kitap alıntılarını, İbrahim Dağılma en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem) son Peygamber olduğu için onun davet alanı kendisinden önceki Peygamberler gibi belli bir coğrafya ve belli bir toplumla sınırlı kalmamıştır. Ondan sonra Peygamber gelmeyeceği için onun nübüvveti kalıcı ve evrenseldir. Onun Allah'tan (celle celâluhu) vahiyle aldığı emir ve yasaklar sadece gönderildiği Arap toplumu için değil kıyamete kadar coğrafi sınır olmaksızın kırmızı siyah, beyaz esmer bütün insanlık içindir.
Efendimiz annesi vefat edince
Ümmü Eymen 'e bakarak " Ey Ümmü Eymen! ANNE YÜZÜ HİÇ UNUTULMAYACAK BİR YÜZDÜR." der.
Reklam
Peygamber Sevdası, onu tanımakla; Onu tanımak da onu öğrenip yaşamakla; Onu yaşamak ise koşturup çalışmakla olur...
2.
Yüce Allah (celle celâluhu), emir ve yasaklarını Yüce Kitabımız olan Kur'an-ı Kerim ile bizlere bildirmiştir. Kur'an-ı Kerim'de her konu ve husus ayrıntılarıyla yer almamış, bazı ayetler müteşabih olarak nazil olmuştur. Bu konu, husus ve ayetler Allah Resulü'nün (sallallahu aleyhi vesellem) sünneti (izah ve uygulamalarıyla) açıklığa kavuşmuştur. Öyle ki bazı ibadetleri Peygamberimizin (sallallahu aleyhi vesellem) sünneti olmasaydı sadece ayetlere bakarak yerine getirmemiz mümkün olmazdı. Örneğin; Yüce Allah (celle celâluhu), Kur'an-ı Kerim'de namaz kılmamızı ve zekât vermemizi emrediyor.
"Ve (Allah) Adem'e bütün isimleri öğretti. Sonra bunları meleklere gösterip 'Sözünüzde doğru iseniz şunların isimlerini bana söyleyin!' dedi. (Melekler) Seni tenzih ederiz! Bize öğrettiğinden başka hiçbir bilgimiz yoktur. En kamil ilim ve hikmet sahibi şüphesiz sensin" cevabını verdiler. (Allah) 'Ey Adem! Bunların isimlerini onlara bildir!' dedi. (Adem) Onlara bunların isimlerini bildirince de (Allah) 'Size ben göklerin ve yerin gizlisini kesinlikle bilirim; yine sizin açıkladığınızı da gizlediğinizi de bilirim demedim mi!' buyurdu."(Bakara Sûresi, 30-33)
4.
Ahlakı Kur'an olan Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) ise Yüce Allah'ın (celle celâluhu) koyduğu sınırlarına tam anlamıyla uymuş ve biz Müslümanlar için ayette ve hadis-i şerifte de buyrulduğu gibi "Üsve-i Hasene/en güzel örnek" olmuştur: "İçinizden Allah'ın lütfuna ve âhiret gününe umut bağlayanlar, Allah'ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Resûlullah'ta güzel bir örneklik vardır." (Ahzap sûresi, 21)
Reklam
Namus ve kız çocuğu sahibi olmak, kadının diri diri toprağa gömme için meşru bir gerekçeydi. Bu uygulama, hadari Araplardan ziyade bedevi Araplar da daha belirgindi. Bu vahşet ve vicdansızlık Kur'an ayetlerine konu olmuştur: "Birine kız doğduğuna dair haber gelse öfkelenir, çehresi bozulurdu. Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakın ki verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!" (Nahl Suresi: 58. ve 59. ayetler meali)
" Resulüm! Müşriklerin taptıklarının boş şeyler olduğu ve kendilerini korkunç bir akıbete sürükleyeceği konusunda asla şüphen olmasın. Daha önce ataları neye nasıl tapıyor idiyse, onlar da aynı şeylere aynı şekilde tapmaktadırlar. Biz onların hak ettiklerini elbette kendilerine eksiksiz ödeyeceğiz." (Hud Sûresi, 109)
"Andolsun, Allah'ın Resûlü'nde sizin için; Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah'ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır." (Ahzab Suresi, 21. Ayet)
“Onlar da bu putların zarar ve yarar vermeyeceklerini, kendilerine konan bir sineği dahi kovamayacaklarını biliyorlardı; ama bir kabile ve gelenek duygusu içinde putlara tapar, tazim gösterir, atalarından öyle gördükleri ve hesaplarına da öyle geldiği için ciddi bir sorgulama yapmazlardı.”
Reklam
"Ey Ehl-i kitap! İbrahim hakkında niçin tartışırsınız? Oysa Tevrat da İncil'de kesinlikle ondan sonra indirildi. Hiç düşünmüyor musunuz? İşte siz böylesiniz; hadi hakkında bilginiz olan konuda tartıştınız, fakat hiç bilgi sahibi olmadığınız bir konuda niçin tartışıyorsunuz! Oysa Allah bilir, siz bilmezsiniz. İbrahim ne Yahudi ne Hristiyan idi, bilakis o, tek Hanif (Allah'a inanıp) boyun eğmiş birisiydi, müşriklerden de değildi." (Al-i Imran Sûresi, 65-67)
Ålemlerin Rabbi olan ve varlığı yoktan yaratan Allah'a (celle celâluhu) hamdolsun. Resullerin en faziletlisi ve peygamberlerin sonuncusu, doğru sözlü ve güvenilir insan; bütün insanlığa peygamber ve rahmet vesilesi olarak gönderilen Muhammed'e (sallallahu aleyhi ve selem) ve onun ev halkına, davet yolunda ve fetih ufuklarında İslam'ın sancağını omuzlarında taşıyan ashabına, bu nebevi yolu en güzel bir şekilde sürdüren âlimlere, imamlara, rehberlere, davetçilere, muttakilere, salihlere ve kıyamet gününe kadar onların yolunda yürüyen müminlere salât ve selâm olsun!
Nübüvvetten beş yıl kadar önce vefat eden Zeyd bin Amr bin Nüfeyl, putlar için kurban kesmez, leş ve kan yemezdi. Zeyd, bir gün Amir bin Rebía ile karşılaşır ve ona şunları söyler: "Ey Amir! Ben kavmimi terk ettim ve İbrahim'in dinine ve ondan sonra İsmail'in ibadet ettiğine tâbi oldum. İsmail'den sonra Abdülmuttalib soyundan bir peygamber. bekliyorum. Ona yetiştiğimde inanıp onu tasdik edeceğim."
Siyer, bir ruh ve dinamizmdir. Bu ruh, Peygamber Efendimizin (sallallahu aleyhi vesellem) kâmil şahsiyetidir. Aslında o şahsiyet, ümmetle yani bizle somutlaşır, somutlaşmalıdır. Siyer, her ne kadar bir insanın -Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem)- hayatı olsa da aslında o bütün insanlığın hayatıdır; çünkü siyer, vahyi hayata uyarlama projesidir. Siyer, tüm insanlık için fıtri kodları sağlam, net ve kaliteli bir şekilde taşıyan İlahi fabrika ayarlarının mücessem şeklidir.
309 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.