1955 yılında İzmit’te doğdu. 1978 yılında İ.Ü. Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Osmanlı Müesseseleri ve Medeniyeti Tarihi Kürsüsünden mezun oldu. Aynı kürsüde başladığı “XVII. Yüzyılda Tersâne-i Amire” konulu doktora tezini 1985’de tamamladı.
1981’de Selçuk Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü’ne asistan oldu ve 1984’de naklen Marmara Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi’ne geçti.1986’da aynı fakültede yardımcı doçentliğe atandı.1992’de Yeniçağ Tarihi Anabilim Dalında doçent oldu. Aralık 1997’de İ.Ü. Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü’ne geçti. Ağustos 1998’de profesör oldu. Türk Tarih Kurumu haberleşme üyesidir.
Araştırma ve incelemelerde bulunmak üzere Ağustos 1990 - Mart 1991 tarihleri arasında İngiltere’de bulundu. Venedik, İspanya ve Dubrovnik arşivlerinde Osmanlı Deniz Tarihi ile ilgili araştırmalar yaptı. Yurt dışında İngiltere, Fransa, Avusturya, Yunanistan, Ukrayna, Birleşik Arap Emirlikleri, Tunus, Fas ve Kazakistan’da düzenlenen Osmanlı Tarihi ile ilgili sempozyumlara katıldı. Akdeniz Tarihi, Osmanlı Bahriye Tarihi ve Osmanlı Deniz Ticaret Tarihi ile ilgili araştırmalarının yanında Osmanlı Devleti'nin güney siyaseti, özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki varlığını konu alan çalışmaları bulunmaktadır.
Osmanlı donanmasını teşkil eden gemiler, kürekli ve yelkenli olarak iki gruba ayrılıyordu. Kürek ve yelkenle yürüyen gemilere çekdiri, çekdirir veya çekdirme, yalnız yelkenle yürüyen gemilere ise, yelkenli veya kalyon sınıfı gemiler deniliyordu.
İlk dönem Marmara sahillerine ulaşma ve denizci beyliklerle temasla başlayan denizlerle tanışma, ikinci dönem Yıldırım Bayrzid'in Gelibolu'yu donanma üssü ve tersane olarak teşkil etmesi ve Venedik'lr rekabet çabaları, üçüncü dönem ise Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethederek Karadeniz ve Akdeniz'e açılarak Osmanlı deniz imparatorluğunun temellerini atması...
Teslim teklifi karşısında Abdülgani Bey, Osmanlı askerinin cephanesi bitmeden ve kasaturaları kırılmadan teslim olmayacağını bildirdi ve askere savaş hazırlıkları için emir verdi.
Osmanlı devlet donanmasının güçlü bir şekilde Akdeniz’de görülmeye başlamasıyla korsan gemileri devlet donanmasına iltihak ederek güçlerini birleştirmişlerdir. Osmanlı donanmasının sefere çıktığı senelerde donanmanın emrinde ye maiyetinde hareket eden korsan gemileri diğer zamanlarda bağımsız hareketlerini sürdürmüşlerdir.
Şehrin kuşatılması sırasında donanmaya ait gemilerden bir kısmının karadan yürütülerek Haliç' e indirilmesi ve bu uygulamanın daha sonra 1456'da Belgrad ve 1470'de Eğriboz kuşatmalarında da tatbik edilmesi, üzerinde yüzlerce yıl konuşulan önemli bir taktik olarak tarihe geçmiştir.
Kitap Osmanlıların denizle olan ilişkilerini detaylı bir şekilde inceliyor. Kitabın ilk bölümünde kronolojik sıra ile Osmanlı Devleti’nin denizle tanışmasından yıkılışına kadar süreçte önemli tarihi gelişmeler kısaca anlatılmakta. İkinci bölümde ise Osmanlı denizciliğinde yer alan tüm görevliler tanıtılmakta. Üçüncü bölümde ise ayrıntılı bir şekilde tarih boyunca kullanılan tüm askeri gemiler tanıtılmakta. Bunun yanı sıra geniş ekler bölümüyle önemli tarihi vesikaların birer kopyasını da barındırıyor.
Kitap başlıkta belirttiği içeriği hakkını vererek anlatıyor. Baskı kalitesi, içerisinde yer alan resimleri, anlatımıyla çok başarılı bir eser olmuş.
Osmanlı denizcilik faaliyetleri konusunda en temel bilgileri arşiv belgelerine dayandırarak anlatıyor. Sonunda yer alan Denizcilik Lügati de eseri ayrıca zenginleştiriyor, alanının en önemli eseri olma özelliğini koruyor. Kitap Osmanlı Devleti'nin Deniz Teşkilatını bizlere sunuyor. En ince ayrıntısına kadar hesaplanmış bir teşkilat yapısına sahip. Gemi çeşitleri, gemi yapımı için kullanılan malzemelerin temini, gemide görevli mürettebatın temini. Kısacası Osmanlı Deniz Teşkilatını bize sunan en önemli eser.
İdris BOSTAN hoca bu eserde Osmanlı İmparatorluğu’nun önemli gümrük kapısı, Cezayir-i Bahr-i Sefid eyaletinin başkenti, 450 yıl hakimi olduğumuz Midilli’nin, 1912’de Yunan ordusu tarafından bir oldubitti ile işgal edilmesini anlatıyor.
Bilgilerin çoğu, o dönem adada görev yapan ve direnme kararı alan askerlerin gün gün yazılmış detaylı raporlarına dayanmakta. Raporların aslı da yayınlanmış.
Merkezi hükümet, İstanbul’un işgali endişesiyle donanmayı Marmara’dan çıkaramazken ve adanın işgalini önceden kabullenircesine askeri varlığını azaltırken Binbaşı Abdülgani Bey ve arkadaşlarının direniş kararı almaları tarihimizin bilinmeyen, gurur verici bir sayfası.
Eserdeki detay bilgilerle Milli Savunma Bakanlığının bazı yayınlarını karşılaştırdığımda Abdülgani Bey’in sonradan ERGANİ soyadını aldığı bilgisine ulaştım.
Bu kıymetli eserle tarihimizde daha bilmediğimiz nice Medine Müdafaaları bulunduğu fikri oluştu. En azından birini daha öğrenmiş olduk.