Büyük taruzda Başkomutan olarak durumu en yakından takip ediyordu M. Kemal. Hatta bir seferinde önüne getirilen esirler arasında bir Yunan Subayı M. Kemal'in rütbesini sordu. M. Kemal, mareşal ve başkomutan olduğunu söyledi. Yunalı Subay Türkçe olarak; bir başkomutanın cepheye bu kadar yakın bir yer alması görüşmemiş bir şey, diyerek hayretliğini gösterdi.
Esir düşen Trikopis i M. Kemal in yanına getirdiler. M. Kemal sorular sordu savaş hakkında. Trikopis; başkomutanın cephede olmadığını, durumu iyice bilmediğini, telefon hatlarının patlatıldığını ve orduda birlik ve beraberliğin yok olduğunu anlatmıştı.
M. Kemal'in ifade ettiği gibi, Türk ordusu ise verilen emirleri namus borcu olarak biliyor ve canı pahasına emirleri yerine getiriyordu...
M. Kemal boş yere kan dökülmesine hep karşı çıktı. M. Kemal'e göre savaş yaşamsal olmalıydı. Milletin yaşamı tehlikeye girmedikçe savaş bir cinayetti.
M. Kemal hiç bi zaman "militarist" olmadı.
"Savaşçı olmam. Çünkü savaşın çok acıklı durumlarını herkesten daha iyi bilirim." demişti.