İsmail Berduk Olgaçay

Tasmalı Çekirge yazarı
Yazar
8.7/10
3 Kişi
23
Okunma
0
Beğeni
1.532
Görüntülenme

Hakkında

1936’da Mersin Gazipaşa İlkokulu’nu, 1942’de Tarsus Amerikan Koleji’ni, 1946’da AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdi. 31 Aralık 1946’da Dışişleri Bakanlığına girdi. Bakanlığın merkez teşkilatında, evrak memurluğundan genel sekreter yardımcılığı ve teftiş kurulu başkanlığına kadar çeşitli görevlerde bulundu. Türkiye dışında ise Anvers, Oslo, Londra, Moskova, Milano, Paris, Kuveyt, Brasilia, Kahire ve Prag’da –büyükelçilik dahil– çeşitli sıfatlarla görev yaptı. 1988 yılında emekli olan Olgaçay, Yeni Şafak gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır.
Ünvan:
Araştırmacı, Yazar
Doğum:
Adana, 1924

Okurlar

23 okur okudu.
22 okur okuyacak.

Okur demografisi

Kadın% 50.0
Erkek% 50.0
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Esenboğa, Paris Orly havaalanlarında, İstanbul Kapalıçarşı baskınında ölenlerle, oralarda ve başka yerlerde ağır veya hafif yara alanlarla, üzerlerine saldırıldığı halde yara almadan kurtulanlarla uzayıpgidiyor. Onları düşündükte İbrahim Alaattin Gövsa'nın şu mısralarını hatırlıyorum: "Kaybolmada sevgiler, emeller, Boşlukları görmedim ki dolsun. Bir başka nasibi yoksa ruhun, Allaha derim, yazıklar olsun." Yaşamlarının en güzel çağında yaşam çizgileri kırılan bu günahsız insanlar acaba şimdi dünyaya hiç gel memiş gibi mi oldular?
İstihbarat servislerinin bir oranda, hem de yüksek bir oranda, ikti­darla özdeşleşmesi doğal, hatta gereklidir ama bu oranın yüzde yüze erişmesi, tabii demokrasilerde, tehlikelidir. Ulusal haberalma servisi, bir de Y.1.S.'le özdeşleşme yolunu tutarsa, düşünün, tehlike ne doruk­lara erişir. Benim gibi birinin gördüğü bu gerçeği, her çeşit gereçle do­ naulmış Y.1.S., ülkemizde özdeşleşme işine, kanımca 1950'lilerde gir­miş ve bu yoldan ayrılmayı asla düşünmemiştir. Bunu önlemek için elimizde, vatan sevgisinden başka acaba ne vardır? Mesela ben, ])emirel ile Ecevit'in, birbirilerini yemiş olmalarını kınarım ama her ikisinin de vatanseverlik örneği gösterdiklerine inanının. Onların iktidara gelişle­ rinde dış kaynakların desteği hiç gizlenmemiş, Demirel için Fulbright bursu, Ecevit için Kissinger'in öğrenciliği bonservis gibi zikredilmiş­ tir. Tabii bonservisi verenler, bunu verdikleri kişilerin yararlan için değil, kendi yararlan için vermişler, fakat istediklerini elde edemeyince belgeyi yırtmaya heveslenmişlerdir. Bir bonservis için ülke satacak, tasmaya boyun uzatacak birini hiçbir zaman bulamayacaklardır, ama artık biliyorsunuz, ben çok defa yanılmış bir insanım.
Reklam