“Kabusun en beteri en huzurlu gecenin ortasından doğanıdır. Bütün savunmalar düşmüş, bütün korkular unutulmuşken hatırlamaya dahi fırsat vermeden etrafını sarıverir.”
“Çocuklar gerçekten ‘çocuk işte’ ama dünya öyle değil. Bin bir aynalı odada labirentlerin çıkmazları bile o kadar farklı ki, şaşırana değil, şaşırmayacağım zannedene acımak gerekir.”
İnsanın insana yaptığı en büyük rezillik ! İsmi Suriye. Bir anda değişiveren hayatlar...
Markete gidip geri döndüğünde parçalanmış bir ceset olan anneni gördüğünü düşün, küçük kardeşini... Ama sen ölmediğin için hâlâ nefes aldığın için bir şekilde yaşamanın yollarını arıyorsun. Küçük Rima kardeşinin ölü bedenini gördüğünde “ kimsenin kardeşi böyle ölmesin” diyor.
Yazarın anlatımı akıcı ama teknik yönden problemleri olan bir kitap fakat yine de vicdanı olan her insanın gözlerine yaşları toplayacak bir hüzne sahip.
Bu kitabı okuyunca mültecilerin haberlerde gördüklerimizden daha kötü bir yaşamı olduğunu, geride bıraktıklarını, yaşadığı duyguları daha iyi anlıyorsunuz. En azından vicdanı olan herkesin içinin sızlayacağına eminim.
Kitap, yazar İsmail Keskin 'in İstanbul 'dan Edirne ' ye giderken otobüste gördüğü Suriyeli bir kız çocuğundan etkilenerek bir hikaye kurgulamasıyla başlıyor. Küçük kızın ne adını ne de hikayesini biliyor. Onların umuda yolculuk diye yola çıktılarını ama ölümün buz gibi kollarına koştuklarını sınırlarla ilgili çalışmalar yapan arkadaşından