Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İsmail Saymaz

Şehvetiye Tarikatı yazarı
Yazar
8.4/10
1.213 Kişi
4.658
Okunma
218
Beğeni
10,6bin
Görüntülenme

İsmail Saymaz Sözleri ve Alıntıları

İsmail Saymaz sözleri ve alıntılarını, İsmail Saymaz kitap alıntılarını, İsmail Saymaz en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"...çalmadan çırpmadan bize ekmeğimizi verenleri aç bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç bu kadar mihnetli hatta bu kad tehlikeli mi olmalı idi?" - SABAHATTİN ALİ
Sayfa 11 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Sır Odası
Korunmaz, tarikat geleneklerinden ayrılarak, "badeleme" ve "tabi olma" adlı eylemlerini gerçekleştiriyor. Bu amaçla, dergahta kendisine ayrılan özel odayı kullanıyor. "Sır Odası" denilen, minderlerle döşeli oda da Korunmaz ile Korunmaz'ın davet ettiği kadın veya erkek mürit baş başa kalıyor... İçeride ne olup bittiğini Korunmaz'dan dinleyelim: Zikirler devam ettikçe kişi; mürid, yani rıza gösteren, şeyh­ten razı olan ve onu seven manasına gelen safhaya gelir. Zi­kirde mürit cezbelenir. Şeyhe olan aşkı, müridi cezbeder. Cezbolan müridin badelenmesi gerekir. Aksi takdirde has­ta olur. Müridler badelenmeyi rüyasında görür ve şeyhe aş­kı artar. Mürid badelenmenin ne olduğunu sorduğu zaman anlatırım. Cezbelenen mürid sır odama gelir. Odanın ka­pısını kilitler. "Hazırım," derse elimi yalamaya ve emmeye başlar. Sonra pantolonumun fermuarını açar ve...
Reklam
Açıkgöz şebekesi
Açıkgöz; oğlu Serkan, damadı Mehmet Uysal, damadının arkadaşları Vedat Saçan ve Akın Yolcu' dan oluşan dolandırıcılık şebekesi kurmuştu. Savcılık kaydında "1959 doğumlu, dört çocuk babası, emekli ve çiftçi," diye geçen Açıkgöz, soyadının hakkını veriyordu. Açıkgöz'ün cinleri, Şubat 2012'de, 1961 doğumlu işadamı Bedi Gümüş'ü çarptı...
‘’Sahte şeyh’’ Uğur Korunmaz, erkek ve kadın ayırt etmeden tüm müritleriyle cinsel ilişkiye girdi. Mustafa Çalışkan, üç şehirde 26 kadını istismar etti. Süleyman Işık, genç erkeklerle ilişki yaşadı. Recep Küçük, çocuk istismarına karıştı...
"Birkaç sure biliyorum, o kadar"
Küçük'ün yıllar öncesinde kalmış kısacık tarikat görgüsü, şeyhlik postuna oturmasına yetmiş de artmıştı. Evliya olduğu dilden dile söyleniyor; 34 yaşındaki adamdan "üstat" ve "mübarek zat" diye söz ediliyordu. Müritleri, Küçük'ü cuma namazında mescitte görmeyince, "Şeyhimiz cumayı Kabe'de kıldı," diye övünüyordu. Oysa Küçük, namaz kılmıyordu. Zaten Küçük'e göre dini bilgisi birkaç sureden ibaretti: "Kimseyi dinî istismar edecek kültüre sahip değilim. Kur'an okumasını, Arapça dahi bilmiyorum. Birkaç sure biliyorum. Bu kadar zeki insanı etrafımda Belkız ve eşi topladılar. Bunu inkâr etmek mümkün değildir."
1925'ten sonra
773 tekke ve 905 türbe hemen kapatıldı. Görünürde, bu yasağa iki tarikat uydu: Bektaşilik ve Mevlevilik. Bektaşiler Arnavutluk'a, Mevleviler ise Suriye'ye taşındı. Nakşibendilik ve Kadirilik ise direndi.
Reklam
Mesut K.'ya göre Korunmaz, 2005 yılından sonra badeleme eyleminden söz etmeye başladı. Kur'an'da "Bade-i nuş etti" şeklinde bir ayetin olduğundan bahsederek, badelemenin kutsal kitapta geçtiğine Mesut K.'yi ikna etti. Oysa Farsça bir tamlama olan "bade-i nuş" Türkçede şarap içmek demekti. Kur'an'da değil, tasavvufta geçiyordu. Anlatılanlar karşısında bir an kuşkuya kapılan Mesut K. Kur'an'da eşcinsellikten ötürü helak edildiği öykülenen Lut kavmini sordu. Korunmaz, "Onlar başsız kaldıkları için helak oldu. Silsile yoluyla yapsalardı kavim helak olmazdı," dedi. Kuşkuları dağılan Mesut K. şeyhine teslim oldu...
Takva-matik
Keramet gösterileriyle ululardan bir ulu haline gelen Küçük, servetini büyüttü. Başlangıçta türbenin yapımı için her müridinden aylık yüz Euro alırken, zamanla aidat sistemine geçti... Müritlerine "Bu paralar, geçmişteki günahlarınızın kefaretidir. Böylece takvamız yükselecek," dedi. Dünyamil Kayiş'ten aylığının yüzde onunu isterken, "Maaşınıza haram karışıyor," dedi. Dünyamil'in Küçük'e bağlılığı, eşi Nazmiye Kayiş'ı çıldırtıyordu. Kayiş, "Kocam bana ekmek parası vermez, ona verirdi," diye feryat ediyordu...
1925'ten sonra
Türkiye Cumhuriyeti, 1925’te Tekke ve Zaviyeler Kanunu’nu kabul ederken böyle bir tarihsel arka plana ve sürekliliğe yaslanıyordu. Konya milletvekili Refik Bey (Koraltan) ve beş arkadaşı, 30 Mayıs 1925'te tekkelerin kapatılmasına ilişkin yasa tasarısını TBMM’ye sundu. Koraltan, tasarıyı savunmak için çıktıgı kürsüde, kargaşa kaynağı diye suçladığı tekkelerin kapatılmasını önerdi: "Esasen türbeler, tekkeler ve zaviyeler gibi evler... memleketin içinde vasıtai idlâl ve iğfal (baştan çıkarma aracı) olmuştur. Birer fesat menbağı (kargaşa kaynağı) olmuş ve zaman zaman memleketin, milletin azami zararlarını icap edecek hainane ifsadata (kargaşalara) zemin teşkil etmiştir."
Sahte şeyhler, "keramet sahibi zat ve mübarek şahıs" ka­bul ediliyor. Müritler cemaat içinde dini mertebesinin yükseleceği ve cennete kavuşacakları söylemiyle razı edilerek, ya da Allah'ın gazabına uğrayacağı tehdidiyle ikna edilerek, istismara maruz kalıyor. Ağırlıklı cinsel ve ekonomik istis­mar yaşanıyor.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.