Sıradan biri değildi o, keşke olsaydı. Reklamların kurbanı olur, gücünün yettiğine saldırır, yetmediğine yaltaklanır; ona da hay hay, buna da vay vay yaşayıp giderdi. Acı çekiyordu o; insanlığın çilesini yüreğinde bir veba gibi taşıyordu.
Şu dünya denilen bir avuç çamur topağında kim bilir neler, nelere yüklüdür. Her şeyi kudret eliyle kuşatmış olan kaderin gizli ellerine inanmamak ve hayran olmamak mümkün mü?
–Drava Köprüsü'nün yıkılmasına nasıl üzüldüysem bu savaşa da öyle üzüldüm, dedi Sinan. Ağlayacak gibiydi. Bir eserin yok edilmesi sadece emek ve sanat ölümdür ama bir insanın öldürülmesi koskoca bir dünyanın yok edilmesidir. Bana göre en mükemmel eser insandır. Şimdi bizler şuraya oturup bir insan yapabilir miyiz? Bir kemik, bir et, bir göz, bir kıl? Bırakalım onları, bir akıl, bir gönül ve bir sevda kurabilir miyiz? Hayır. İşte bu yüzden sevmiyorum savaşları. İnsanı insan yapacak şeyler istiyorum.
O yörenin insanları bahar gelince yaylaya çıkar ve obaların ortasına kocaman bir ateş yakarlar. Yalımlar yüzlere vurdukça karşılıklı maniler çoğalır, delikanlıların yüreğinde bir şeyler olur. Renk renk gölgelerin arasına gördüğü bir çift göz ısıtıverir içini. Sevda denilen gözle görülmez yarattığa yakalanmıştır insan. Gel artık kurtul kurtulabilirsen.