Freud'un eşcinsellerde sevgi nesnesinin seçimi üzerinde direttiği hususlara dönelim: onlar kendi kendilerinin cinsel nesnesi olurlar, der.
Yani "Narsisizmden yola çıkarak kendilerine benzeyen ve annelerinin kendilerini sevmiş olduğu gibi sevmek istedikleri ergenleri ararlar." Freud'un "narsistik nesne seçimi" diye adlandırdığı şey, bir benzerin vasıtasıyla kendi kendini sevmektir.
Ötekiyle çatışmayı önlemek için sevmekten daha doğal ne olabilir ki? Sevelim, sevilelim ve böylece kötülüğü kendimizden uzak tutalım. Halbuki gerçekleşen bunun tam tersidir. işte klinik hekimi Freud'un tespiti:"Sevdiğimiz süre dışında ıstıraba karşı korumamız başka hiçbir zaman bu kadar zayıf olamaz ve sevdiğimiz kişiyi veya onun sevgisini yitirdiğimizde daha önce hiç hissetmediğimiz bir çaresizlik ve mutsuzluk içinde oluruz."
Acı söze döküldüğünde kendi gerçekliğinden çıkar ve sindirilmeye hazır hale gelir. Bu, acıyla yegane başa çıkma stratejisidir. Öyleyse: sembolize edilemeyen şey (acı), metabolize edilemez(sindirilemez).