Robinson Crusoe bize medeni ve eğitimli beyinlerdeki şemsiye isteğine dair çarpıcı bir örnek verir... Dış görünüşle alakalı bir şeyler gerektiren mazide kalmış bir saygınlığa dair bir hatıra. Bir şemsiye. Dindar bir deniz kazazedesi, kendince bir çan kulesi yapıp Pazar sabahlarını güya kilise çanı çalma taklidi yaparak geçirebilirdi ama Crusoe dindar değil de daha çok bir ahlakçıydı ve yapraktan ürettiği şemsiyesi, her zaman karşılaşabileceğimiz kötü koşullarda da kendini göstermeye çalışan medeni akla iyi bir örnek teşkil etmektedir.