Hayat grilerden, katmanlardan ve nüanslardan oluşmuyor mu zaten? Yirmili, otuzlu yaşlarda hissedilenler ile ellili, altmışlı, yetmişli yaşlarda hissedilenler farklı değil midir?
Hangisi daha kötüydü? Fotoğrafları duvarda asılı bırakmak mı yoksa kaldırdığında kalan boşlukların orada bir zamanlar olan fotoğrafları hatırlatması mı?
Rahattık, aramızda soğukluk yoktu. Yalnız değildik, geceleri birlikte atlatacağımız birileri vardı yanımızda. Bedenlerimiz hâlâ sıcaktı, onlar gibi değildik, henüz ölmemiştik.