Artık kişiliğim hakkında gecekondu mahallesiymiş gibi hüküm verildiğine göre planlamacılar işe koyulabilirdi.
Hemşirelere benimle konuşmaları için izin verilmişti, onlar ve Hemşire Bridge, hatta Başhemşire Glass, göçmenlerin hak iddia ederek yeni topraklara taşınmaları gibi "değiştirilen" kişiliğime taşındılar.
Aslında başka bir insanın el değmemiş zihnini elde etme beklentisi, aniden sahip olunan servetten pay gibi, karmakarışık bir planlama ve tahmin heyecanı getirmişti, o yüzden günlerce bana içlerini döküp, "Değiştiğin zaman..." diye asla değişmeyen bir şekilde başlayan cümlelerle nazikçe konuşmuşlardı.
Benim için yapılan hazırlıklardan kendimi uzak hissediyordum; sanki evimin istila edilmesini ve hazinelerimin ortadan kaldırılmasını seyrederek ölüm döşeğinde yatıyordum ve yarı açık kapıdan yandaki odaya, en son sığınağım, iki kayanın arasındaki sút beyazı örümcek ağından kuş yuvama, yani beni bekleyen tabuta göz atıyordum.
Ameliyat düşüncesi bir kabus haline geldi. Her sabah uyandığımda, Bugün beni zorla alacaklar, kafamı tıraş edecekler, uyuşturucu verecekler, şehirdeki hastaneye gönderecekler ve gözlerimi açtığımda başımda sargı bezi, her bir şakağımda ya da başımın tepesinde boydan boya hale gibi kavisli bir yara izi olacak diye hayal ettim; ve bu yara izinden hırsızlar eldiven giyerek ve izin almış olarak ve hassasiyetle içeri girmiş ve depoyu nazikçe yağmalamış ve sayaç okuyan memurlar, mobilya taşıyıcıları ya da üst kattaki bir odayı tekrar duvar kağıdıyla kaplayan dekoratörler gibi sakince ve utanmadan terk etmiş olacaklar.
Sayfa 170 - YKY 3. BASKI/ Istanbul Ağustos 2022 / Çeviren: Ayça ÇınaroğluKitabı okudu
***
Kütüphanemdeki ve duvarı çevreleyen raflardaki kitaplarım benim yokluğumda daha fazla nem çekip çürümüş gibiydi,
insanla temas etmeleri onların dağılıp gitmelerine karşı panzehir görevi görüyordu sanki;
siyah gözlü kurtçuklar sayfaların ucuna yerleşmiş ve hiçbir zaman kimsenin yarıda kesmeyeceği bir yemek maratonuna başlamışlardı, sanki kitaplar onlara ne olursa olsun tıkınıp durmalarını, çünkü onlar için ruhsal açlık hisseden her kimse onun çoktan gitmiş ya da ölmüş olduğunu söylemişti.
Sayfa 101 - YKY 3. BASKI/ Istanbul Ağustos 2022 / Çeviren: Ayça ÇınaroğluKitabı okudu