JEANETTE WINTERSON, 1959'da Manchester, İngiltere'de doğdu. Pentekostal Kilise'ye mensup ebeveynler tarafından 1960'ta evlat edinilip misyoner olmak üzere yetiştirildi. Kitapların gücünü erken keşfeden ve kendini bir lezbiyen olarak tanımlayan Winterson 16 yaşında evden ayrılıp küçük bir arabada yaşamaya başladı. Bu süre içinde eğitimini devam ettirdi ve Oxford Üniversitesi İngilizce bölümünde okurken ek işler yaparak geçimini sağladı. Mezun olduktan sonra bir süre tiyatro alanında çalıştı. 25 yaşındayken yayınlanan ilk romanı Tek Meyve Portakal Değildir, 1985'te En İyi İlk Roman dalında Whitbread Ödülü'ne layık görüldü.
Yetişkinler için on romanın yanı sıra çocuk kitapları, öyküler, denemeler, senaryolar ve bir anı kitabı yazdı. Ağırlıklı olarak fizikselliğin ve hayalgücünün sınırlarını, cinsiyet kutuplaşmalarını ve cinsel kimlikleri işleyen eserleriyle John Llewellyn Rhys Ödülü'ne, E.M. Forster Ödülü'ne ve Cannes Film Festivali'nde Gümüş Ödül'e layık görüldü. 2006 yılında ise edebiyata hizmetleri için kendisine Britanya Kraliyet Onur Nişanı verildi. Düzenli olarak The Guardian gazetesine yazan Winterson, Manchester Üniversitesi'nde Yaratıcı Yazarlık profesörü olarak görev yapmaktadır.
Arkadaşlar herkese merhaba. Kendime göre uzun bir okuma listesi oluşturdum. Daha önce okuyan varsa ya da fikri olan kitaplar ile ilgili buyurun sohbet edelim. Buradaki dostların da kitapları var. Her ay kendime belirli bir miktar bütçe ayırdım almak için. Fikirlerinizi bekliyorum.
1)
"""...Kendimden kaçtıkça
içimdeki yakalanma duygusu
daha büyük tutkuya dönüşüyordu..."""
İçsel, uzamsal, ahlak düzeni içinde baskısal durumlarda masal, efsane tadında 1zaman yolculuğu olan "Vişnenin Cinsiyeti" zaman-harita bağlamında kurduğu cümlelerle gülümseten düşündürücü ifadeleri içinde çokça severek
Tesadüf eseri karşılaştığım bu kitabı hiç düşünmeden okuma listeme eklememin sebebi yazarın ön sözüne vurulmuş olmam. Anladım ki çok farklı tarzda bir kadınla ve güzel bir eserle karşı karşıyayım. Sanatı ve okuma anlayışını öyle güzel tarif etmiş ki incelememde ön sözünden bir kesit paylaşmadan rahat edemeyeceğim:
"Sanatın yaptığı garip
Orijinal adıyla "Art Objects"
"sanat başkaldırır" ya da "sanat objeleri"
Dil'in kendisi için tutku olduğunu söylüyor yazar belki de buna atıf yapmak adına bu ikili anlama gelen başlığı seçiyor.
"Peki nedir sanat? Sanattan zevk alabilmek, sanatı anlayabilmek için entelektüel ya da uzman mı olmak gerekir?