İki saattir bu köşede, sandalyede kendimi soyutlamış bir halde oturuyorum. Bunu benim yaptığımı biliyorum ve doğru olmadığını da, ama başka nasıl olmam gerektiğini bilmiyorum.
Bunu ona nasıl açıklayabilirim ki? Geceleri onun omzunda, kolları beni sararken hissettiğim rahatlığı nasıl anlatabilirim? Saat ilerledikçe nefes alıp verişinin değiştiğini, şafak vaktinin geldiğini onu dinleyerek anladığımı nasıl dillendirebilirim? Her sabah uyandığında beni öpüyor. Elinin göğsümde durması kalbimin atma sebebi...
Keşke bir sevgilim olsaydı. Keşke gardırobun içindeki bir elbise askısında yaşasaydı. İstediğimde onu dışarı çıkarabilirdim ve o da bana, filmlerdeki erkeklerin baktığı şekilde bakardı; çok güzelmişim gibi. Az konuşsaydı, deri ceketini çıkarırken ve kotunun düğmelerini açarken nefes nefese kalsaydı. Beyaz iç çamaşırı giyseydi ve beni bayıltacak kadar yakışıklı görünseydi. Kıyafetlerimi çıkarırken kulağıma, "Tessa, seni seviyorum. Seni gerçekten deliler gibi seviyorum. Çok güzelsin," diye -tam olarak bu sözlerle- fısıldasaydı.