Bahçe boyunca alçaktan uçan bir kuşun sesi. Sonra hiçlik. Hiçlik. Bir bulut geçiyor. Sonra tekrar hiçlik. Pencereden içeri güneş giriyor, üstüme düşüyor, içime düşüyor.
Anlar.
Hepsi bu ana yığılıyor.
"Çırpınan bir uçurtmanın sana giderek yaklaştığını ya da yavaşça dönen yel değirmeni kanatlarının sesi gibi bir ses duyduğunu düşündüğünde, "Daha değil, henüz değil," de."