John Boyne 1971'de İrlanda'da doğdu. Edebiyata öyküyle başladı. İki kez İrlanda Kitap Ödülü'nü kazanan, New York Times'ın bestseller listesinde zirveye çıkan, dünyada 5 milyondan fazla satan ve 2008'de filme alınan Çizgili Pijamalı Çocuk (2006) ile birlikte onsekizden fazla romanı var.
Boyne, bugün hala yaşadığı Dublin'de doğdu. İlk kısa öyküsü Sunday Tribune tarafından yayınlandı ve 1993'te Hennessy Edebiyat Ödülü için kısa listeye alındı. Trinity College Dublin (BA) ve University of East Anglia (MA) mezunu,
2015 yılında East Anglia Üniversitesi'nden Fahri Edebiyat Doktorası ile ödüllendirildi. 2015 Scotiabank Giller Ödülü'nün jüri başkanlığını yaptı.
Boyne eşcinsel ve Katolik İrlanda'da eşcinsel olarak büyürken karşılaştığı zorluklardan bahsetti. Boyne, orada bir öğrenci olarak Terenure Koleji'nde tacize uğradığını ifade etti.
Alıntılarla Yaşıyorum adlı YouTube kitap kanalımda bütün kitaplarını okuduğum yazarlar için detaylı okuma rehberleri paylaşıyorum. Daha çok arkadaşın bu bilgilerden faydalanabilmesi için paylaşabilirsiniz. ⬇️⬇️
İlk romanım
Oblomov kitabını okuyarak bir Rus edebiyatı okuma ayı yapıyoruz! Kitap okuma grubuma katılmak isterseniz bana mesaj atabilirsiniz. 🤓
Uzun zamandır düşündüğüm bir konu olan sanal okuma grubumu 4 yıldır devam ettiriyorum. Şu an farklı meslek gruplarından pek çok okur arkadaşımız gruba üye olmuş durumda. Peki, bu
Kitabın filmini daha önce izlemiştim. Bu nedenle kitabı okurken sahneler gözümde canlandı. Kitabın son bölümünde Bruno’ya ne olduğu filmde daha net bir şekilde sahnelenmişti. Kitapla ilgili sadece buraya değineceğim.
Yazar kitabın sonunda ”Bu olanlar çok uzun zaman önce oldu, böyle bir şey asla bir daha olmaz. Bu zamanda ve bu çağda.” diye bitiriyor cümleyi. Peki gerçekten öylemi ?
Bir bakalım yaşadığımız dünyaya ve "ülkeye". Myanmar’dan Suriye’ye, Doğu Türkistan’dan Irak’a, Afrika’da birbirine kırdırılan halklardan iliğine kadar sömürülen insanlara… Zalimlerden kaçmak için, mülteci olma pahasına, ülkesini terk edip Akdeniz’de, Ege’de, Meriç’te batan botlardan dolayı boğulan insanlara, masum canlara…
Ne diyordu Serenat’ta Livaneli, “Her iktidar öldürür ! Kimi daha az, kimi daha çok”.
"Keşke beraber oynayabilseydik," dedi Bruno uzun bir sessizlikten sonra. "Sadece bir kez. Hatırlamak için..."
Çocukların oyunlarını ÇALAN tüm zalimlerin, diktatörlerin yerle bir olması duası ve dileğiyle.
İyi okumalar
Filistin meselesinden girip yahudi soykırımlarına araştırma yaparken toplama kamplarına bakıyordum. Ve karşıma Nazi Almanyasının en büyüğü olan 3 milyon
Polonyalı Yahudi'nin öldüğü Auschwitz geldi. (kitapta Out-With diye geçer Führer de Fury diye ) Derken okuduğum makalede tavsiye kitap olarak Çizgili Pijamalı Çocuk çıktı. Uzun zamandır okumalıyım derken bugün bir yerden bir kitap indirimi geldi hemen kullanayım dedim ve aldım. Şuan bu satırları yazarken gözlerim doldu desem inanmazsınız. Auschwitz toplama kampı insanoğlunun en ağır koşullara bile direnilebileceğini gösteren en büyük örnektir.
Oldum olası çocukların gözünden hikayeler etkilemiştir beni. Bu kitapta da toplama kampında Hitler'in askeri olan rütbeli bir komutanın küçük çocuğunun gözünden Yahudi soykırımının tahlileri var. Kamp ile evlerinin ayıran tel örgülerden karşıda oynayan çocukları gören Bruno (askerin oğlu) oraya gider ve Yahudi çocuk Schmuel ile tanışır. Bu ikili diyaloglarla kitap sürükleyici bir şekilde son bulur.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Öncelikle bu kitabın bir çocuk kitabı olarak kategorilendirilmiş olması beni gerçekten şaşırttı. Ben asla bir çocuğa bu Nazi vahşetinin okutulmasını tavsiye etmiyorum... Bruno' nun masumiyeti maalesef nazi vahşetini gizlemiyor. (Kişisel görüşüm)
***
Aslında bakarsanız hiç büyümek istemezdim. Bazı düşünceleri hiç görmemiş, bilmemiş olmayı