Galaksiler: Kısa Bir Giriş, adını taşıyan bu kitap oldukça tatmin edici oldu benim için. Dili sade, bilimsel terimler kullanılmış genelde ve bolca örnekler verilerek anlatılmış. Zaten Gribbin diğer büyük yayınevlerinde oldukça popüler bir yazar. İnsanların neden düşük puan verdiğini anlamıyorum. Her bilim insanı Carl Sagan gibi edebi tasvir ve benzetmeler kullanarak yazmıyor. Yanlış anlaşılmasın, severim Carl Sagan'ı, ortalama insana bilimi sevdiren yetenekli bir kalemi var. Ama bu kitabı okuyabilmek ve zevk alabilmek için makale ve kurgu dışı kitaplarla belli bir seviyede iç içe olmak gerekli. Kitap başlarda çok fazla isim ve tarihle keşifler nasıl ve kimler tarafından yapıldı, onu açıklıyor. Sonrasında ise bilimsel verilerle evreni anlama yolunda size rehberlik ediyor. Kitaptan çıkarabildiğim en önemli düşünce, özel olmadığımız. Gezegenimiz özel değil. Güneşimiz, galaksimiz gibi binlercesi var. Geçmişte insanlar hep özel bir yerimizin olduğunu söyleyip durur. Copernicus buna ilk darbeyi vurarak evrenin merkezinde Dünya'nın bulunmadığını ortaya koydu. Ve bilim dünyasında gerisi çorap söküğü gibi geldi, gelmekte. Bilim insanlarının ve bilimsel düşüncenin en sevdiğim yanı bir şey kanıtlanana kadar yüzlerce, hatta binlerce deney ve gözlem yapılması. Evrendeki durum insanlara da uyarlanabilir. Hiçbir millet, devlet ya da din de özel değildir. Tek bir hakikat yoktur, doğrusunu bilebilmek için okuyup, araştırıp öğrenmek gerekli. Bizi özel kılan, düşüncelerimiz ve bunları sürekli geliştirebilmemiz. Einstein'ın dediği gibi; "Evrendeki en büyük ziyan, sorgulama yeteneğini yitirmiş bir beyindir."
Bilimle kalın!