“İntikam iyi bir şey değildir,” diye onu uyardı Allan. İntikam da siyaset gibidir. Bir olay mutlaka başka bir olaya yol açar ve en sonunda kötü, daha kötüye, sonra da en kötüye dönüşür.
"Neden otobüsle geziyorsunuz?"
"Çünkü arkada bir fil var"
"Fil mi dedin?"
"Evet, adı Sonya"
"Fil mi dedin?"
"Asya'dan"
"Fil mi dedin?"
"Evet, fil dedim"
Bosse birkaç saniye hiçbir şey söyleyemedi
Hej igen alla! 🥳 Bugün çok özel bir edebiyatı ve aynı zamanda önceki yayında istek alan İsveç edebiyatını konuşacağız.
İsveç edebiyatından 6 kitap önerisiyle sizlerleyiz. Detaylar tabii ki de linkte! 👇
👉 konumuzkitap.com/2022/08/isvec-e...
🔴
August Strindberg
İsveç'te ilk edebi eser, MS 800 yılları olan Viking Çağından kaldığı bilinen Rök runik taşından oluşmaktadır. Finlandiya'da tarihi sebeplerden ötürü (Viking) İsveç dili yaygındır ve yazarlar İsveç dili ile de eserler de vermektedir. Bo Carpelan, Christer Kihlman ve Tove Jansson gibi İsveççe konuşan Finli yazarlar İsveç dili edebiyatı için büyük bir öneme sahiptir. Bundan dolayı sizlere önereceğim bazı eserlerde yazarlar Findli olabilir. Önceden belirtmek isterim. Nobel Edebiyat Ödülleri verilmeye başlandığından beri günümüze kadar bu önemli ödüle İsveçli yedi yazar sahip olmuştur.
Yüz Yaşında / Camdan Atlayıp Kaybolan Adam Kitabın kurgusuna dair olumlu bir yorumum olamayacak ancak yakın tarihe ışık tutan sizi meraka sevk eden bir yanı da yok değil. İspanya'dan İran'a, İsveç'ten Rusya' ya, ABD'den Çin'e... Tüm bu ülkelerin yakın tarihte girmiş oldukları değişim sürecine kısa bir bakış atmanızı ve eğer ilgili, bir kitabı okurken araştırma yapmaya da hevesli iseniz bu kitabın ön gösterimi size pek çok kapının minik anahtarlarını uzatmakta mahir. Tek yapmanız gereken üstüne biraz eğilip derinlere doğru yola çıkmak. Kahramanın geçmişini günümüz ile paslaşarak anlatması mantıklı ancak ne yazık ki bağlantısı çok zayıf hatta hiç yok. Kitaba başlarken vasat, ortalarından son sayfasına kadar pişmanlık yaşatacak derecede hezeyanlarla dolu olmasına rağmen bittiğinde ben ne okudum şimdi diyecek, tuhaf bir tebessüm bıraktırması eseri az da olsa okunabilir kılıyor.
Merhaba...
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var; Pegasus Yayınları Dünya genelinde 2 Milyon satmış bu kitabı 40 sayfa hiç etmiş.
Maceralarla geçen uzun bir yaşamın ardından Allan kendini bir huzurevinde bulmuştur ve bu tesisin artık hayattaki son durağı olduğuna inanmaktadır.
Tek sorun, sağlığının onu terk etmeyi reddetmesidir.
Sonunda bir gün 100 yaşına basar.
Herkes onu huzurevinin büyük salonundaki kutlamada beklemektedir: Belediye başkanı, basın ve tesisin tüm çalışanları.
Fakat Allan bu törene katılmayı istemez. Bir karar verir:
Camdan atlayacak ve…
Ve Allan ikinci değil bu sefer üçüncü baharında, kendini geçmişindeki maceraları aratmayacak bir serüvenin içinde bulur.
Kendinden bir hayli “genç” olan 67 yaşındaki sinsi hırsız Julius, pek çok meslekte neredeyse uzman olan Benny, yol üstünde sığındıkları evin ağzı bozuk sahibesi orta yaşlı güzellik ve onun sirk kaçkını olan minik Sonya’sıyla
(koskoca bir fil)
İsveç yollarında büyük bir kaçış başlar.
Yanlarında Allan’ın “tesadüfen” ele geçirdiği içi para dolu bir bavul, peşlerinde de Kova, Cıvata, Patron ve benzerlerinden mürekkep tuhaf bir suç örgütü vardır…
Tabii bir de Allan’ın o uzun mu uzun geçmişi!
100 yaşındaki adamımız Allan Karlsson; General Franco, Harry Truman, Çan Kay Şek, Stalin gibi dünya liderlerinin bazen dostu olmuş bazen de onların hışmına uğramıştır.
20. yüzyılın o acılı tarihi, Allan’ın kişiliğinde absürt ve tesadüfi bir hikâyeye dönüşüyor.
İyi okumalar diliyorum.
Yüz Yaşında Camdan Atlayıp Kaybolan Adam bitirdikten sonra yorumları okudum, fikirdaşlarım çok. Evet şu Forrest Gump meselesinden bahsediyorum. Ana karakter Allan biraz saf gibi, herkes gibi değil ve yaşadığı olaylar o kadar gerçek dışı ki o da filmle benzeşmelerini ortaya çıkarıyor.
Kısaca
Yüz Yaşında Camdan Atlayıp Kaybolan Adam bahsetmem gerekirse 2 şekilde ilerliyor. Bir şu an , birde geçmiş.
Şu an: Başkahramınız Allan huzurevinde kalıyor. 100 yaşını kutlamaya saatler kala odasının penceresinden ev terlikleriyle kaçıp otogara gitmesi ve orda başkasına ait valizin başını beklerken otobüsünün gelmesi ve valizide alıp bilinmeyene yaptığı yolculukla başlayan absürd olaylar silsilesi şeklinde ilerliyor. Ama çok sürükleyici, yer yer komik, suçlusu olamayan cinayetler, bombalar, akıldan çıkmaz replikle...
Geçmiş: Allan' ın doğumundan şu ana kadar yaşadığı olaylar. Ki bu olaylar öyle herkesin yaşayacağı türden değil. Bir de olayları yaşadığı karakterleri görünce vayyyy be demeden geçemiyorsunuz.
Allan dünyayı değiştirmek için attığın adımlar unutulmayacak kadar büyük, sen çok yaşa
Bittikten sonra şunu hissettim hani ortamda hiç durmadan konuşan tipler olurya. Geçmişten şu andan bahsedip biraz kafanı şişirirler ama yinede merakla dinlemek istersin. İşte öyle bi deneyim oldu.
.
Kaldığı huzurevinde 100. yaş gününü kutlayacak olan Alan Karlssson doğum günü kutlamasından 15 - 20 dakika önce camdan atlayıp kaçmaya karar verir . Sebep mi ? Huzurevinden ve oradaki insanlardan sıkılmış olması . Bu hızlı kararı verir vermez hemen uygulamaya geçer ve camdan atlar . Sonrasında ise sadece bir bavul yüzünden yaşamadığı olay kalmaz . Yer yer polisten , yer yer peşindeki kötü adamlardan kaçar . Ve bu kaçış sırasında oldukça tesadüfi bir şekilde : ihtiyar hırsız Julias , nerdeyse tüm mesleklerin üniversitesini okumuş olan Benny , oldukça renkli bir karakter olan Güzellik , onun minik sayılabilecek fili Sonya da onun bu ilginç kaçışına dahil olur .
Benim kitap hakkındaki düşünceme gelirsek kesinlikle okumaya değer bir kitap . Ve olayların dışında yazarın kesinlikle çok çok farklı bir üslubu olduğunu söylemeliyim . Kitapta tek hoşuma gitmeyen şey ise yazar , bölüm aralarında Alan Karlsson ‘ ın yüz yıllık geçmişini anlatıyordu . Ve bu anlatım sırasında ara sıra da olsa gereğinden fazla siyasete yer verildiğini düşünüyorum . Onun dışında kitap kesinlikle okunması gereken çok eğlenceli ve çok farklı bir kitap .